Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/681
Karar No: 2016/2223
Karar Tarihi: 07.04.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/681 Esas 2016/2223 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/681 E.  ,  2016/2223 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin üyeliği hakkında çıkarılan muaraza nedeniyle açtığı dava sonucunda, kooperatif üyeliğinin tespit edildiğini, 2001 yılı aidatlarını kooperatifin banka hesabına yatırmasına rağmen iade edildiğini, kooperatif tarafından 2001 yılından 2008 yılına kadar 29.875,75 TL gecikme faizi borcunun bulunduğunun bildirildiğini ileri sürerek, bu gecikme faizinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının genel kurulda alınan gecikme faizinden sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin .... tarih ve .... E., .... K. sayılı ilamıyla; ihraç kararının kesinleşmesine kadar, ortağın hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği, ihraç kararına karşı süresinde dava açılsa dahi, dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar, ortağın aidat yatırmaya devam etmek zorunda olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık gecikme faizinden kaynaklanmakta olup, ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararlarının, tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan ve katılmayan bütün ortakları bağlayacağı, ortaklardan sadece bir kısmı hakkındaki şahsi nitelik taşıyan kararların tebliğinin gerektiği, genel kurulda alınan aidat tutarlarına, gecikme halinde belirlenen gecikme faizi uygulanacağına dair karar bütün ortakları ilgilendirdiğinden, iptal edilmediği takdirde ortaklar yönünden bağlayıcı olduğu, bu durumda, mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişiden, yukarıda açıklanan ilkelere uygun ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle, bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının aidat borcunun bulunduğu, ancak temerrüte düşmediği, kötüniyetli olmadığından faiz borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davalının bozma ilamı öncesindeki kazanılmış usulü müktesep hakkı dikkate alınmak sureti ile davanın kısmen kabulü ile davacının davalı kooperatife 30.07.2008 tarihi itibari ile Haziran 2001 ve Mart 2003 dönemlerine ait 6.885,00 TL borcu olduğunun, davalı tarafça talep edilen 22.990,75 TL temerrüt faizine ilişkin borcunun olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif aidat borcuna ait gecikme faizinden sorumlu olmadığı iddiasıyla menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda davacının ayrıca bir ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek kalmaksızın, ortak olduğu dönemdeki tüm genel kurullarda kararlaştırılan gecikme faizinden sorumlu olduğu gözetilerek, bu tutarlarla ilgili bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyulmasına karar verilen Dairemiz ilamının aksine, “davacının temerrüde düşmediği, kötüniyetli olmadığı kanaatine varıldığı” gerekçesiyle, önceki hükümle aynı doğrultuda karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, önceki hükümde direnilmediği ve Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verildiği gözetilerek, bozma ilamına uyulmasıyla davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak, bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususu dikkate almayan bilirkişi görüşüne itibarla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, bozma ilam tarihinden sonra, ancak bozma sonrası verilen karar tarihinden önce, 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun"un 7. maddesinde, "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin, "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de, "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK"nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir.
Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. YHGK"nın 15.04.2015 tarih ve 23-1758 E., 2015/1190 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, bu düzenleme ile kanun koyucu sözleşme ile kararlaştırılsa dahi aşırı oranlarla belirlenen faizin önüne geçmek istemiş ve bunu kamu yararı gerekçesiyle sınırlamak yoluna gitmiştir. Kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammı, temerrüt faizi niteliğindedir. Kooperatif genel kurullarında belirlenen gecikme zammı oranlarının da anılan düzenleme kapsamında olduğu tartışmasızdır. Bu düzenleme ile kanun koyucu açıkça aşırı faizin önüne geçmek yönündeki iradesini, derdest davalara da yansıtmıştır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan işlemiş faiz oranı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı, 6098 sayılı TBK"nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Öte yandan, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK ile YHGK"nın 07.03.2012 tarih ve 2011/19 - 799 E., 2012/128 K. sayılı ilamı bu yöndedir.)
Bu durumda mahkemece, karar tarihinden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, bilirkişiden davalının sorumlu olduğu işlemiş faiz oranı ve miktarı yönünden ek rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yasa değişikliği gözden kaçırılarak, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi