3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/17337 Karar No: 2020/2686 Karar Tarihi: 11.02.2020
Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/17337 Esas 2020/2686 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, kasten yaralama suçu işlediği gerekçesiyle mahkumiyet hükmü verdiği sanık hakkında temyiz işlemi yapıldı. Mahkeme, sanığın başka bir suçu olmadığını belirterek TCK'nin 58/3 maddesi gereğince tekerrüre esas başka bir mahkumiyeti olmadığından, seçimlik yaptırımlardan hapis cezasının tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Ancak, sanığın tekerrüre esas alınan suçu uzlaşma kapsamına alındığından, uzlaştırma hakkında bilgi alınması gerekliliği belirtildi. Ayrıca, olayın ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği konusunda şüphe bulunduğu için haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışmasız bırakılması gerektiği ifade edildi. Son olarak, Anayasa Mahkemesinin 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibareleri iptal ettiği için hak yoksunluğu yönünden sanığın durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyle: TCK'nin 58/3, 86/2, 151/1, 2 ve 7 maddeleri; CMK'nin 253. maddesi.
3. Ceza Dairesi 2019/17337 E. , 2020/2686 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Güncel adli sicil kaydına göre tekerrüre esas başkaca mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında, mükerrir olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 58/3. maddesi gözetilerek, TCK’nin 86/2. maddesinde yer alan seçimlik yaptırımlardan hapis cezasının tercih olunması ve sanık hakkında TCK’nin 58. maddesi gereği tekerrür hükümlerinin uygulanması karşısında, sanığın tekerrüre esas alınan Konya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/12/2011 tarih, 2011/265 Esas ve 2011/823 Karar sayılı ilamına konu suçun, TCK"nin 151/1. maddesi kapsamında yer alan “Mala Zarar Verme” suçuna ilişkin olduğu, ancak; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, tekerrüre esas alınan suçun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini ile TCK"nin 86/2. maddesindeki seçimlik cezalardan hapis cezasına hükmolunması gerekip gerekmediğinin ve TCK"nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2)Tarafların ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda farklı beyanlarda bulunduğu ve karşılıklı kavga şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas, 2002-367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu hal nedeniyle sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.