11. Ceza Dairesi 2017/2215 E. , 2018/8266 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Sanık hakkında, katılan ..."i borçlu göstermek suretiyle sahte senet hazırladığı iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 12.03.2008 tarih, 2008/8488 sayılı iddianamesinde suça konu senetler tek tek belirtilmemiş olsa da, katılanın şikayet dilekçesi ile dosya kapsamındaki diğer belgelerden, dava konusu edilen senetlerin, Ankara 1. İcra Dairesinin 2007/10986 sayılı icra dosyası üzerinden takibe konulan, 18.03.2007 tanzim, 18.07.2007 ödeme tarihli, 1000-TL bedelli senet ile Ankara 28. İcra Dairesinin 2007/9525 ve 2007/10487 sayılı icra dosyaları üzerinden takibe konulan, 04.04.2007 tanzim tarihli, 15.07.2007 ödeme tarihli 970-TL bedelli ve 15.08.2007 ödeme tarihli 950-TL bedelli senetler olduğunun, alacaklısı sanık ..., borçlusu katılan ... olan, .... Mühendislik...Ltd. Şti tarafından Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2007/10986 esas sayılı dosyası üzerinden katılan aleyhine icra takibine konulan senet nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılı"nın 12.05.2009 tarih, 2009/14276 sayılı iddianamesiyle de sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığının, Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/712 esas, 2013/195 karar sayılı mahkumiyet hükmünün, Dairemizin 09.05.2016 tarih, 2014/16683 esas, 2016/4220 sayılı kararı ile bozulduğunun anlaşılması karşısında; ayrıntıları Dairemizin 2013/2234 E, 2015/824 K sayılı ilamı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özelliklerinin değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği, suçların işlenme tarihleri arasında az veya çok bir zaman aralığı bulunması, suç mağdurlarının birden fazla olması halinde teselsülü reddetmenin adalet ve hakkaniyete uygun bulunmayacağının belirtilmesi ve sahtecilik suçlarında suçun mağdurunun genel anlamda kamu güveni olup suçun işlenmesiyle suçtan zarar gören gerçek kişilerin sayısının fazla olmasının zincirleme suç hükümlerinin uygulanması koşullarını etkilemeyeceği cihetle, sanığın eylemlerinin aynı suç işleme kararına bağlı olarak zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilebilmesi için Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin anılan dava dosyası getirtilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, mümkünse davaların birleştirilmesi, birleştirme olanağının bulunmaması durumunda bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi ve toplanan tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, Dairemizin uyulmasına karar verilen 03.12.2015 tarih, 2014/16219 esas, 2015/31546 karar sayılı bozma ilamında sanığın, resmi belgede sahtecilik suçundan hangi belgelere dayanılarak sorumlu tutulduğu açıklanmadan, gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulamayacağı belirtilmiş olmasına rağmen, iddianamede hangi senetler için dava açıldığının belirtilmiş olmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.