21. Hukuk Dairesi 2016/9268 E. , 2017/10617 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan deliller ile hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre fer"i müdahil Kurum ve davalı şirket işyeri vekillerinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 22.05.2014-22.11.2014 tarihleri arasında hizmet sözleşmesi ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının 1037637.58.01sicil numaralı iş yerinde 19/09/2014-22/11/2014 tarihleri arasında ... kapsamında (4/1-a) sigortalı olarak kesintisiz süreyle ve asgari ücret ile çalıştığının tespitine, davacı vekilinin fazlaya ilişkin talebinin reddine” karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacıya ait hizmet cetvelinde davalı işyerince davacı adına herhangi bir hizmetin bildirilmediği, yine dava dışı işyerlerince Kurum"a bildirilmiş ihtilaf konusu dönem ile çakışan herhangi bir sigortalılık hizmetinin bulunmadığı, davalı işyerinin 19.09.2014 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, dosyada yer alan 09.10.2015 tarihli noterlikçe düzenlenmiş ve onaylanmış olan imza sürküleri ile davalı şirketin 02.04.2014 tarihinde de mevcut olduğunun görülebildiği, yapılan zabıta araştırması neticesi düzenlenen tutanağın Mahkeme"ye bildirildiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve davalı tanıkları ile bordrolu tanığın dinlendiği, davalı işyerinin Kanun kapsamında alındığı tarih gözetilerek yazılı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, hizmet istemine konu olup da Mahkemece reddolunan 22/05/2014-19/09/2014 tarihleri arası dönem yönünden davalı şirketin belirtilen tarihlerde de ticarî tescil kaydının bulunmasına ve dolayısıyla faal ve kapsama alınabilir nitelikte olmasına göre bu dönem yönünden de davacının davalı işyerinde geçtiği iddia olunan çalışma olgusu irdelenmeden yazılı şekilde sonuca gidilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş; davalı işyerinin Kurum"da tescilsiz olduğu ve ihtilaf konusu olan 22/05/2014-19/09/2014 tarihleri arası dönem yönünden davacının çalıştığını iddia ettiği adreste Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit olunan kayıtlı çalışanları yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya ve davalı ..."ne iadesine, 14/12/2017 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.