4. Ceza Dairesi 2016/16680 E. , 2020/11158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Makhumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A-Sanık hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Sanığa yükletilen silahla tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği,
Anlaşıldığından, sanık ..."ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B-Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün temyizine gelince;
1)Sanığın kabul edilen eyleminin TCK"nın 116/1. maddesi kapsamındaki konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturduğu, müşteki ..."in soruşturma aşamasında şikayete ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamasına rağmen soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olan konut dokunulmazlığının ihlali suçundan da kamu davasının açıldığı, katılan yargılama aşamasında verdiği 13/01/2015 tarihli beyanında; konut dokunulmazlığının ihlali eyleminden dolayı şikayetçi olduğunu belirtmiş ise de; söz konusu eylemin 11/04/2014 tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında; katılanın fiili ve faili öğrendikten sonra 6 aylık yasal süresi içerisinde şikayet hakkını kullanmadığının anlaşılması karşısında;, CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince düşme kararı verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Kabule göre de; müşteki ..."in tanık ... ile evli olduğu, olay günü sanığın, tanığın rızası ile müşteki ... ile tanık Kadriye"nin müşterek kullanımında olduğu anlaşılan eve girdiği ve evde bulunduklarının anlaşılması karşısında; TCK"nın 116/3. maddesinde “Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.” hükmü ile tanığın izninin ceza hukuku açısından meşru olmadığının kabulünün mümkün olmadığı göz önüne alındığında; TCK"nın 116/3. maddesi kapsamında, evin meşru bir hakka dayalı olarak, tanığın tek başına rızasını gerektirmeyecek biçimde müştekinin de ortak kullanımında olup olmadığı araştırılmadan, eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.