Esas No: 2012/20-1588
Karar No: 2012/1365
Karar Tarihi: 26.12.2012
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/20-1588 Esas 2012/1365 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2012/389 E-2012/524 K.
Taraflar arasındaki “Kadastro tespitine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Kadastro Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 01.03.2011 gün ve 2010/1341 E- 2011/284 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 30.12.2011 gün ve 2011/7325-16336 sayılı ilamı ile;
(...Tapuda davalı adına kayıtlı olan 954 m2 yüzölçümündeki eski Hurma köyü 1152 sayılı parsel, 5304 sayılı Yasanın 6.maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasanın 22.maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması sırasında, Konyaaltı ilçesi Sarısu mahallesi 8801 ada 4 parsel sayısı, 954,09 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilmiş, 3402 sayılı Yasanın 11.maddesine göre 29.7.2010-27.08.2010 tarihinde ilan edildiği tutanak arkasına yazılmıştır. Orman Yönetimi, 27.08.2010 tarihli dilekçeyle açtığı davada, çekişmeli parselin yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi sınırları içinde bırakıldığı, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, çekişmeli parselin 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda Hazine adına kayıtlıyken, Hazinenin temliki ile tapuya kayıt edildiği, tekrar orman sınırları içinde kaldığı savıyla açılan davanın hukuki değer taşımayacağı, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı, tapudaki maliklerin intikal ve ifraz işlemine tabi tutulmaksızın olduğu gibi tapu siciline aktarılacağı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu Konyaaltı ilçesi Hurma Sarısu mahallesi 8801 ada 4 sayılı parselin 954,09 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 Sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
Dosyadaki tapu senedi fotokopisine göre çekişmeli Hurma köyü 1152 parsel sayılı 954 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tamamı, 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle Hazine adına kayıtlı iken, Antalya Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı Batı Antalya Emlak Müdürlüğünce 4706 sayılı Yasanın 7.maddesi ve 2886 sayılı İhale Yasasının 74. maddesi hükmüne göre Muhammet Göynük"e satılmıştır.
Kadastro Mahkemesinin genel olarak görevi 3402 sayılı Yasanın 25.maddesinde, zaman bakımından görev ve yetkisi ise aynı Yasanın 27.maddesinde düzenlenmiştir. 3402 sayılı Yasanın 22/2 fıkrasının (a) bendi gereği yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde tapu malikleri adına tapuya tescil edilir.
Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, Taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda, Orman Yönetimi eski Davacı köyü 27872 ada 1 sayılı parselin kısmen yörede 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman tahdit içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir.
O halde; mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodizi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Yasanın 22/2 madde (a) bendiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmi Gazete" de yayımlanan yönetmeliğe göre yapılacak çalışmalara ilişkin yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilisel verileri içeren rapor alınmalı, şayet yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıklar giderecek hüküm kurulmalı, şayet çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içindeki devlet ormanı olduğunu iddia ettiği ve bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı Orman İdaresi vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Davacı Orman İdaresi vekili, dava dilekçesinde aynen; “Antalya İli Konyaaltı ilçesi Hurma mahallesi sınırları içerisinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/A maddesi uyarınca yapılan arazi kadastro çalışmaları tamamlanıp 29/07/2010- 27/08/2010 tarihlerinde askı suretiyle ilan edilmiştir. Hurma Köyünde ilk orman tahdidi 3116 sayılı kanuna göre 1941 yılında yapılmış ve ilan edilerek kesinleşmiştir.Bu yerde daha sonra 1977 yılında 1744 sayılı kanuna göre ve 1989 yılında da 3302 sayılı kanuna göre orman kadastrosu çalışmaları yapılmıştır. En son olarak 25 nolu orman kadastro komisyonu tarafından 4999 sayılı fenni hataların düzeltilmesi çalışmaları yapılmış ve 08/06/2010 günü askı ilanı yapılarak kesinleştirilmiştir.Tüm bu çalışmalar sırasında Hurma Mahallesi’nde kain çekişme konusu taşınmaz kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalmıştır. Aynı taşınmaz 3402 Sayılı kanunun 22/A maddesine göre yapılan çalışmalarda ise davalılar adına tespit edilmiştir. Yapılan tespit usul ve yasaya aykırı olup ,taşınmaz kısmen orman tahdit sınırları içerisinde kaldığından,yapılan tespitin iptali için Yüksek Mahkemenize itiraz etmek zorunda kalmış bulunmaktayız..” iddiası ile, çekişmeli taşınmaza ilişkin tespitin iptalini ve taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalan kısmının orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yan, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılıp Hazine tarafından davalı yana satıldığı, taşınmazın orman sınırları dışında olduğu, Orman İdaresi tarafından taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilinin istenilmesinin haksız olduğu; çekişmeli taşınmazda yapılan 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosunun ilk kadastroya ek bir işlem olup, ikinci bir kadastro niteliğinde olmadığı, yenileme kadastrosunun teknik çalışmalarla sınırlı olduğu, mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, taşınmazların fiili kullanım sonucu ortaya çıkan yeni oluşumun yeni bir mülkiyet değişikliği niteliğinde olmadığından yenileme paftalarının nazara alınmadığı,bu nedenle keşif yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Orman İdaresi vekilinin temyizi üzerine karar başlık bölümüne metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuş; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını temyize davacı Orman İdaresi vekili getirmiştir.
İşin esasının görüşülmesinden önce, Yerel Mahkemece bozma sonrası 27.09.2012 günlü celsede taraflara diyeceği sorulmadan “Yargıtay bozma ilamına uyularak tefhimle açık yargılamaya devam olundu.” denilmesine rağmen, tefhim edilen hüküm fıkrasında direnme kararı verilmiş olması karşısında; Yerel Mahkemece bu şekilde direnme kararı verilip verilemeyeceği hususu ön sorun olarak görüşülmüş ve Hukuk Genel Kurulu’nca sonuç olarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/3.maddesinde taraflar duruşmaya davet edilip dinlenildikten sonra mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verileceğinin düzenlendiği, somut olayda mahkemece duruşmaya gelen tarafların beyanı alınmadan bozma ilamına uyulmasına karar verilip, taraf beyanı alındıktan sonra direnme kararı verilmek suretiyle ortaya çıkarılan çelişkinin maddi hataya dayalı olduğu, asıl amacın direnme olduğu gerekçesi ile ön sorun bulunmadığına oybirliği ile karar verilmiştir.
İşin Esasına gelince; Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 1-Dava dilekçesinin 3402 s.Kadastro Kanunu 22/2-a md.ne dayalı itiraz ile mülkiyet iddiasına yönelik davayı içerip içermediği,buna göre;
2-3402 Sayılı Kadastro Kanunu 22/2-a md. uyarınca bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği, mahkemece eksik araştırma yapılıp yapılmadığı,
3-Orman(Mülkiyet) iddiası yönünden mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Yerel Mahkemece davanın, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/2-a maddesine dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu benimsenmiş; Özel Daire bozma ilamında ise, davanın hem 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/2-a maddesine dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu, hem de davacı orman idaresinin, taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilini istediğinden, mülkiyet iddiasına da dayanıldığı belirtilmiştir.
Davacı Orman İdaresi tarafından eldeki davanın, 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen uygulama tutanaklarının askı ilan süresi içerisinde açıldığı ve tutanakların kesinleşmediği görülmektedir.
Ne var ki,dava dilekçesi incelendiğinde, davacı İdarenin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamamaktadır.
Bilindiği üzere, 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesine dayalı olarak yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davalarda Kadastro Mahkemesi görevli olmasına rağmen, taşınmazın mülkiyetine yönelik davalarda genel mahkemeler görevli olup, Kadastro Mahkemesi görevli değildir. Şu hususta unutulmamalıdır ki, çekişmeli taşınmazlara ilişkin dayanak tescil ilamlarının gözetilmesi, kesin hüküm itirazları mülkiyet iddiasını ilgilendireceğinden görevli mahkemece değerlendirilmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından, kadastro işlemine karşı askı süresi içerisinde açılan her davanın kadastro tespitine itiraz niteliğinde olmayacağı,dava dilekçesinin içeriğinden davacı İdarenin çekişmeye konu taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilini istediğinden açılan davanın mülkiyete yönelik olduğu, bu nedenle Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı, davaya genel mahkemede bakılması gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş azınlıkta kalmıştır.
Dava dilekçesi içeriğinden istemin hangi konuya ilişkin olduğu açıkça anlaşılamadığından, Yerel Mahkemece öncelikle davacı Orman İdaresi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca tespite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılmalıdır.
Bunun sonucu olarak şu üç ihtimal karşımıza çıkacaktır:
1-Dava, sadece 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise, Özel Daire bozma ilamında değinildiği gibi, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.Yerel Mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Yasanın 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek şekilde hüküm kurulmalı, çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmelidir. Öte yandan davacı Orman İdaresi vekili tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen ve dosyada mevcut 19.04.2011 tarihli yazıdan anlaşıldığı üzere, dava konusu taşınmazın bulunduğu Hurma Mahallesi’nde 4999 sayılı kanunla değişik 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 9.maddesi kapsamında 25 nolu Orman Kadastro Komisyonu Başkanlığı tarafından yüzölçümü ve fenni hataların düzeltilmesi işleminin 08.06.2010 tarihinde kesinleştiği belirtildiğinden, Mahkemece bu hususun da değerlendirilmesi gerekir.
2-Orman İdaresinin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde; 3402 sayılı Kanunu’nun Kadastro Mahkemesi"nin genel olarak görevini düzenleyen 25.maddesi; zaman bakımından görev ve yetkisini düzenleyen 27.maddesi uyarınca, mülkiyete yönelik davaya bakmaya Kadastro Mahkemesi"nin görevli olmaması ve davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine; Yerel Mahkeme kararında olduğu gibi tutanakların da tapu kütüğüne aynen aktarılmasına karar verilmelidir.
3-Davanın hem mülkiyet iddiasına, hem de 3402 sayılı yasanın 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tespitine itiraza ilişkin olması halinde ise; yenileme işlemine itiraz istemi yönünden, bozma ilamında ve yukarıda 1 nolu bentte değinilen araştırmaların yapılarak, anılan bentte belirtilen şekilde karar verilmesi; mülkiyet iddiası yönünden ise 2 nolu bentte değinilen şekilde karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına bozma ilamındaki ve yukarda ilave edilen gerekçelerle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç :Davacı İdare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarda eklenen nedenlerden dolayı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesinin atfı dikkate alınarak HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.12.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.