16. Hukuk Dairesi 2015/21352 E. , 2018/3023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle, "davaya konu 47 ada 51 parsel sayılı taşınmaz yönünden mahallinde üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile uzman fen ve ziraat bilirkişilerinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin ilk kez hangi tarihte ve ne şekilde başladığı, taşınmazın kimden kime ve ne surette intikal ettiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, uzman ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, zilyetliğin sürdürülüş şekli ve süresi ile varsa imar-ihyanın tamamlanma tarihine ilişkin bilimsel verilere dayalı rapor alınması, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ayrıntılı kroki düzenlettirilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu ve davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren başlamakta olup, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması halinde bu sürenin sonunda, askı ilan süresi içerisinde dava açılması halinde ise Kadastro Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihte kadastro tutanakları kesinleşmektedir. Somut olayda, çekişmeli taşınmaz hakkında askı ilan süresi içerisinde dava dışı kişiler tarafından açılan dava sonucunda kadastro mahkemesince verilen karar 24.01.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Dolayısıyla, iş bu davanın açıldığı 19.10.2011 tarihi itibariyle 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolmadığından, Mahkemenin buna ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan dava, tapu kaydının beyanlar hanesinde (C) harfiyle gösterilen ve davacı murisi Hasan Sarıkaya adına tescil edilen muhtesat niteliğindeki ev ile bu evin içerisinde bulunduğu çekişmeli taşınmaz bölümüne ilişkin olarak açılmış olup, adına muhtesat kaydı bulunan ölü ... mirasçıları davaya dahil edilmeden ve yöntemine uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmiş olması da isabetsizdir. Taraf teşkili dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması zorunludur. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip karar verilemez. Hal böyle olunca Mahkemece, ölü Hasan Sarıkaya mirasçılarının davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan verilmeli, tüm mirasçılara dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilerek yöntemince taraf koşulu sağlanmalı, mirasçıların davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.