4. Hukuk Dairesi 2016/3996 E. , 2016/6612 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 02/07/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı avukat, dava dışı Meral Tamay isimli kişinin vekili olarak adı geçenin işvereni olan davalılar aleyhine, iş mahkemesinde işçilik alacaklarının tahsili için dava açtığını, yargılama sırasında dava dışı işçi ile davalılar arasında sulh ve ibraname başlıklı bir belge düzenlendiğini ve bu belge uyarınca iş mahkemesince; “davanın taraflarının 8.624,00 TL karşılığında sulh olduklarının tespitine, taraflar arasında gerçekleşen sulh anlaşması gereğince taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” karar verildiğini, emek ve mesaisine karşılık kendi müvekkili ve davalılardan vekalet ücreti alacağını talep etmesine karşın ödenmediğini, adı geçenler aleyhine icra takibi başlattığını, davalıların itirazı ile takibin davalılar yönünden durduğunu belirterek itirazın iptali isteminde bulunmuştur.
Davalılar davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı avukatın hem mahkemece hükmedilecek vekalet ücretini hem de taraf vekalet ücretini talep edebileceği, kanunda bahsedilen vekalet ücretinin her ikisini de kapsadığı, 2012 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.200,00 TL"den toplam 2.400,00 TL"nin davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne ve davalıların itirazının bu miktar üzerinden iptaline karar verilmiştir.
Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde; “İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca; her iki tarafın müteselsilen sorumlu olduğu avukatlık ücreti, davanın kazanılması ya da takibin sonuçlanması halinde, yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek olan ücrettir. Davacının kendi müvekkili ile arasındaki vekâlet ilişkisine göre hak ettiği akdi vekalet ücretinden, bu ilişkinin dışında bulunan davalılar sorumlu tutulamaz. Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi, vekalet ilişkisine göre alınacak ücreti kapsamamaktadır. Yanılgılı gerekçe ile akdi vekalet ücretinden de davalıların müteselsilen sorumlu tutulması doğru değildir.
Öte yandan; iş mahkemesi dosyasının karara bağlandığı tarihte yürürlükte bulunan 2012 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12. maddesinde; “...davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla...” şeklinde bir düzenleme bulunmamaktadır. 2012 ve 2013 yıllarındaki tarifelerde; tarifelerin üçüncü kısmına göre belirlenecek ücret ile ilgili farklı bir düzenleme getirilmiştir. 2012 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12. maddesine göre asıl alacak miktarı 3.333,33 TL’nin üzerindeyse, avukatlık ücreti tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenecek, maktu vekalet ücretinin de altında kalabilecektir.
İş mahkemesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL alacak istenilmiş olmakla birlikte; davanın tarafları 8.624,00 TL üzerinden sulh olmuşlardır. Davacının davalılardan talep edebileceği tazminat miktarı belirlenirken iş mahkemesinde sulh olunan miktarın tazminatın hesabında esas alınması gerektiği unutulmamalıdır.
İş mahkemesi dosyasının incelenmesinden; davanın 01/06/2011 tarihinde açıldığı, 24/11/2011 tarihinde ilk duruşmasının yapıldığı ve mahkemece davanın taraflarına delil listelerini ibraz etmeleri için süre verildiği, takip eden celsede ise dosyanın sulh anlaşması uyarınca karara bağlandığı anlaşılmaktadır. 2012 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücreti düzenleyen 6. maddesinde; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davacının vekalet ücreti alacağının miktarı hesaplanırken belirtilen düzenlemenin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemece yukarıda belirtilen yönler gözetilerek vekalet ücretinin miktarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ve eksik değerlendirme ile itirazın iptaline ve takibin 2.400,00 TL üzerinden devamına karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.