Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/11998 Esas 2018/8231 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/11998
Karar No: 2018/8231
Karar Tarihi: 22.10.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/11998 Esas 2018/8231 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum olduğunu belirtti. Ancak belgede sahtecilik suçlarında suç kastından söz edilemeyeceği ve suçun rıza ile işlenmiş olabileceği belirtildi. Sanığın suça konu çeki, şirket ortaklığı ve temsil yetkisi bulunmadığı halde yetkili ortak bilgisi dahilinde imzalayarak katılana verdiği iddia edilmişti. Sanığın beyanına göre çeki bilgisi dışında imzalayarak verdiği ortaya çıksa da katılana ait 3 araç karşılığında verdiği beyan edildi. Mahkeme, sanığın suç işleme kastının belirlenmesi için gerekli araştırmaların yapılmadığı gerekçesiyle kararı bozdu. Karara göre, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uygulanmasının yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, karar 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca bozuldu.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi
- 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
11. Ceza Dairesi         2016/11998 E.  ,  2018/8231 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A) Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarihli ve 80/98 sayılı kararında da açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği anlaşılmakla; sanık ..."ın katılan ...’a, aralarındaki ticari ilişkiye istinaden suça konu çeki, şirket ortaklığı ve şirketi temsil yetkisi bulunmadığı halde ... Otomotiv Şirketinin yetkili ortağı ...’in bilgisi dahilinde imzalanmak suretiyle verdiğinin iddia edildiği olayda; ...’in soruşturma aşamasında alınan beyanında suça konu çekin bilgisi dışında imzalanarak verildiğini, katılan ... ile aralarında ticari ilişkisinin olmadığını ifade ettiği anlaşılmış ise de; katılan ...’un alınan beyanında satın aldığı 3 adet araca karşılık suça konu çekleri aldığını beyan etmesi, sanık ...’ın da, şirketin resmi olmayan ortağı olduğunu, suça konu çeki ...’in bilgisi dahilinde imzaladığını beyan etmesi karşısında; sanığın suç işleme kastının olup olmadığının gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, ...’in beyanlarına başvurularak katılan ...’un satın aldığı 3 adet araç olup olmadığı, varsa ödemelerin ne şekilde yapıldığının sorulması, benzer şekilde sanık tarafından düzenlenmiş ve ödenmiş çekler olup olmadığı ilgili bankadan da sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

    B) Kabule göre de, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    .

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.