BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/162 Esas 2019/286 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2019/162
Karar No: 2019/286
Karar Tarihi: 30.04.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/162 Esas 2019/286 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/162
KARAR NO : 2019/286
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 24/02/2018
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı, ... A.ş'de cari hesap sahibi iken, 8.081,48 euro alacağını almadığını ve bu alacak için müvekkiline bir sözleşme teklif edildiğini, teklif edilen sözleşme TBK madde 196'da düzenlenmiş olan dış üstlenme sözleşmesi olduğunu, sözleşme kapsamında müvekkilinin ... Aş'yi ibra ettiğini ve borcu aynı sözleşme çerçevesinde ...Şti'nin üstlendiğini, borcu üstlenen şirket, kararlaştırılan ödeme planına göre hareket etmediğini, sözleşmenin 4.5 maddesinde yazılı müvekkile ait banka hesap numarasına toplamda 8 adet havale ile 7 taksit ödendiğini, ödenen taksitlerin toplamı 1.050,00 euro olduğunu, bakiye 7.031,48 euro alacak kaldığını, ödeme planı 54 taksit olduğunu, 30/01/2012 tarihinden sonra hiç ödeme yapılmadığını, müvekkilinin alacağı likat ve kuşkuya yer bırakmayacak net bir alacak olduğunu, bu nedenle bakiye alacak için 15/12/2017 tarihinde ilamsız takip ile icra işlemlerine geçildiğini, İstanbul ...İcra Müdürlüğünün... esas sayılı dosyasında başlattığı takibe yapılan itirazın iptaline, İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğuna, takibin devamına, % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya esas alacağın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davaya konu sözleşmenin alacağın temliki sözleşmesi değil borcun nakli sözleşmesi olduğunu, zira sözleşmeye göre alacaklının değişmediğini, borçlunun değiştiğini, davalı şirketin borcun nakli sözleşmesiyle borcu devralmış olması, borcun nakli sözleşmelerinde borcu devralanın, borcu devredenin ileri süre hakkına sahip olduğu savunmaları ileri sürebilecek olması, borcu devreden şirketin tasfiye halinde olması ve bu haliyle takip başlatılmasının imkansız olması ve davalı şirket adına da takip başlatılmasının hukuken mümkün olmaması sebepleriyle davanın usulden reddine bu olmadığı taktirde esastan reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi başlatılmış olması sebebiyle davacının takip dosyasındaki asıl alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masraflarının davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava itirazın iptali davası olup davacının takibe koyarak tahsil etmeye çalıştığı alacak borcun nakli sözleşmesi gereğince talep edilmekte olup esas borçlu ... tasfiye aşamasında olduğundan tasfiye işlemleri ve netleşen kar-zarar hesabı sonrası davacının alacakları muaccel olacağından takip ve dava tarihi itibariyle alacak muaccel olmadığından açılan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş. İstanbul BAM 16.Hukuk Dairesi'nin 2019/517 - 2019/575 E.K. Sayılı 18/03/2019 tarihli kararıyla " Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK'nun 3.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun belirtildiği, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, eldeki davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki ... A.Ş'nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Kaldı ki davacı da tacir değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK'nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. " gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmış dosya yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya ve kaldırma kararı birlikte değerlendirildiğinde davacı taraf tacir olmayıp uyuşmazlık konusu her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığından TTK 3 ve 4 md. Gözetilerek davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yoklğuunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
Hakim ...
