15. Ceza Dairesi Esas No: 2019/419 Karar No: 2020/11442 Karar Tarihi: 26.11.2020
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/419 Esas 2020/11442 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, bir işyerinde yönetici olarak çalışırken kendisini avukat olarak tanıtarak bir kişiden para aldığı iddiasıyla dolandırıcılık suçundan Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmıştır. Dosya incelendikten sonra, sanığın suç tarihinde avukat olmadığı halde dolandırıcılık suçu işlediği anlaşılmıştır. Suçun cezası ve üst sınırı TCK'nın 157/1. maddesinde belirtilen basit dolandırıcılık suçuna tabidir. Aynı Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresi de eklenerek dikkate alındığında, suçun zamanaşımının uzun süredir dolmuş olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddesi TCK'nın 157/1. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddeleridir.
15. Ceza Dairesi 2019/419 E. , 2020/11442 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK.nun 157/1,58/6-7, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Suç tarihinde ... Danışmanlık isimli işyerinde yöneticilik yapan sanığın gerçekte avukat olmadığı halde kendisini katılana avukat olarak tanıtarak, davalarını takip etmek amacıyla katılandan para aldığı iddia olunan olayda; Hükümde ve tebliğnamede her ne kadar suç tarihi olarak 01/05/2010 tarihi yazılmışsa da sanığın katılanı yönlendirmesiyle Avukat ..." a 08/05/2007 tarihinde vekaletname vermesini sağladığı, sonrasında Avukat ... tarafından açılan ve 18/12/2007 tarihinde sonuçlanan dava sürecinde peyder pey para alarak haksız menfaat sağladığı gözetilerek; dosyada suç tarihinin 08/05/2007- 18/07/2007 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun, yasada öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, uzlaştırma raporunun düzenlendiği tarihe kadar duran zamanaşımı süresi de eklenerek dikkate alındığında, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme gününe kadar dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 26/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.