Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde deyil ise de;
İhalenin feshi istemine konu olan taşınmazlardan tapunun İstanbul İli, Kartal İlçesi, ... Mah. .....Ada, .... parselinde kayıtlı ... nolu bağımsız bölüm ile aynı yer ... nolu bağımsız bölüm taşınmazlar üzerine 12.09.2008 tarihinde haciz tesis edildiği, bu tarih itibariyle de taşınmazların tapuda borçlu ......A.Ş. adına kayıtlı oldukları görülmektedir.
Bahsi geçen taşınmazlar hakkında davacı (şikayetçiler) A... Y... ve G... R.... tarafından davalı (borçlu-karşı davacı) ..... A.Ş. hakkında İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi"nin 2009/1113 E. ve 2010/286 E. sayılı dosyalarında ayrı ayrı tapu iptali ve tescil davası açılmış olup, bu davalarda mahkemelerce ayrı ayrı davanın kabulüne, ..nolu bağımsız bölümün mevcut tapu kaydının iptali ile davacı A... Y.... adına tesciline, ... nolu bağımsız bölümün mevcut tapu kaydının iptali ile davacı G... R... adına tesciline karar verilmiş, ... nolu bağımsız bölüme ilişkin karar 19.03.2010 tarihinde, ...nolu bağımsız bölüme ilişkin karar ise 28.01.2011 tarihinde kesinleşmiş, ancak taşınmazların tapuya tescilleri sağlanmamıştır.
Bu arada tapu iptali ve tescil ilamının alınmasından sonra 03.05.2010 tarihinde şikayetçi A..Y...vekili icra müdürlüğüne başvurarak, söz konusu ilam nedeniyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiş ancak bu talep müdürlükçe reddedilmiştir. Yine diğer davacı G.... R...’ın açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasında mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin ilam 31.01.2011 tarihinde icra dosyasına ilgili mahkemece gönderilmiştir. Bilahare şikayet konusu olan taşınmazlardan .. ve ... nolu taşınmazların 02.05.2011 tarihinde ihalelerinin yapılarak satışlarının gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu"nun 705.maddesine göre "Taşınmaz Mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.
Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır."
Somut olayda ihalenin feshine konu olan taşınmazlardan yukarıda bahsi geçen 8 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin mülkiyetleri tescilden önce tapu iptali ve tescil ilamlarına
. dayalı olarak .. nolu bağımsız bölüm şikayetçi A... Y..., .... nolu bağımsız bölüm şikayetçi G... R.... tarafından kazanılmıştır. Diğer bir ifade ile Türk Medeni Kanunu"nun 705/2. maddesi uyarınca mülkiyet tescilden önce mahkeme kararı ile şikayetçilere geçmiştir. Şikayetçiler gerek satış kararından önce gerekse de satış kararından sonra henüz ihale gerçekleşmeden, icra dairesine başvurarak tapu iptali ve tescil ilamına istinaden satışın durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Bu durumda artık şikayetçilerin tapudaki ilgili sıfatını kazandığının kabulü gerekir.
İİK.nun 127.maddesi gereğince satış ilanının birer sureti borçlu ve alacaklı dışındaki tapu sicilinde kayıtlı bulunan alakadarlara tebliği zorunludur. Somut olayda, taşınmaz maliki şikayetçiler A...Y.. ve G... R...’a satış ilanı tebliğ edilmediğinden bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece şikayetçiler A...Y....ve G... R...’ın şikayetlerinin kabulü ile ...ve ...nolu taşınmazlar yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Diğer taraftan İİK. nun 134/2.maddesi uyarınca “ihalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.” Aynı maddenin 6.fıkrasına göre ise; “ satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.”
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazlardan . kat ....nolu mesken,. kat ...nolu mesken, kat ...nolu mesken ve zemin kat ... nolu meskenin ihalelerinin 22.04.2011 tarihinde yapıldığı, şikayetçi borçlu vekilinin ise bu taşınmazlar yönünden İİK. nun 134/2.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 09.05.2011 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, ihalenin feshini istediği anlaşılmıştır. Borçlu vekilinin şikayeti, anılan bu taşınmazlar yönünden İİK. nun 134/2.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğu gibi, başvuru aynı maddenin 6.fıkrası kapsamında da olmadığından, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibari ile doğrudur. Bu nedenle borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK. nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde davacının para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshi istemi, ihaleye konu taşınmazlardan .. kat ...nolu mesken,.. kat ..nolu mesken, ... kat ..nolu mesken ve zemin kat .. nolu mesken yönünden süre aşımı nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden bu taşınmazlar yönünden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle de bozulması gerekmektedir.
SONUÇ :Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.