11. Hukuk Dairesi 2016/8419 E. , 2018/1916 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.05.2016 tarih ve 2015/809-2016/366 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan muhtelif krediler kullandığını, davalı bankanın müvekkilinden bu krediler nedeniyle toplam 3.362,35 masraf ve komisyon adı altında ücret tahsil ettiğini, bu kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ... 6. İcra Müdürlüğünün 2014/13852 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe davalı tarafın itiraz ettiğini, bu itirazın haksız olduğunu, ileri sürerek itirazın iptaline ve %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin tacir olduğunu, kullandırılan kredinin ticari nitelikte bulunduğunu, bu nedenle yapılan kesintilerin hukuka uygun bulunduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı banka arasında imzalanan sözleşmelerin matbu sözleşmeler olduğu, sözleşmeler ve sözleşme eki kredi ödeme planlarındaki davacı/banka müşterisi aleyhine konulan komisyon, istihbarat ücreti, masraf gibi hükümlerin yazılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla yazılmamış sayılan komisyon, dosya masrafı, istihbarat ücreti adı altındaki kalemlerin davalı bankaca tahsil edilmiş olmasının genel işlem şartına aykırılık teşkil ettiği, bu doğrultuda davalı bankanın davacıdan tahsil ettiği 3.340,35 TL"yi iadesi gerektiği, dört dekont ücreti toplam 22 TL"nin ise verilen bankacılık hizmetinin bedeli olması nedeniyle bankaca tahsil edilmesinin yerinde bulunduğu, davalıdan tahsil edilen 3.340,35 TL komisyon ve istihbarat ücreti adı ile yapılan kesintilere ilişkin masraf yapıldığına dair belge sunulamadığı gibi haklı ve makul kesintiler olduğu da ortaya konulamadığı, bu nedenle haksız şart niteliğinde bulunan bu kesintileri davacının davalıdan talep edebileceği, gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile ... 6. İcra Dairesi"nin 2014/13852 Esas sayılı takip dosyasına konu asıl alacağın 3.340,35 TL"lik bölümüne ilişkin itirazın iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, asıl alacağın %20"sine tekabül eden 668 TL İcra İnkar Tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının kullanmış olduğu ticari krediler nedeniyle yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Her ne kadar, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, dava konusu kredi sözleşmeleri 6098 sayılı TBK"nin yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olup, somut uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nin ilgili hükümlerinin uygulanması gerekirken mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 21-25-26. maddeleri gereğince hüküm tesisi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca dava konusu kredilerin verilmesine dayanak olan kredi sözleşmelerinin bir kısmının dosya kapsamında bulunmadığı, bulunanlarda ise komisyon ve masraflara ilişkin maddenin bulunduğu sözleşme kısmının dosya kapsamında yer almadığı anlaşılmıştır. Bu durumda eksik olan kredi sözleşmelerinin ve dosya kapsamında buluna sözleşmelerin de komisyon ve masrafları düzenleyen kısmının dosya kapsamına alınması ile bu sözleşmelerde bankanın isteyebileceği masraf ve komisyona ilişkin miktar veya oranların bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve miktar veya oranların varlığı halinde bu miktar veya oranların üzerinden komisyon ve masraf tahsilinin yapılıp yapılmadığı, sözleşmelerde miktar veya oranın bulunmaması halinde diğer bankaların emsal işlerde uyguladıkları uygulamalar değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün temyiz eden davalı yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.