20. Ceza Dairesi 2016/25 E. , 2016/838 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ceza Mahkemesi . Ağır Ceza Mahkemesi)
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesi;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
A-Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, 20.12.2006, 10.04.2007 ve 11.04.2007 tarihlerinde aynı suçu dört kez işleyen sanık hakkında, zincirleme suç nedeniyle TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
B-5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp, bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir. Somut olayda; örgüt oluşturmak için sanık sayısı yeterli ise de, tüm dosya kapsamına göre sanıkların aralarında hiyerarşik ilişki ile işbölümü saptanamadığı, bu nedenlerle sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediğine ilişkin delil bulunmadığı gözetilmeden, hakkında TCK’nın 188/3. maddesiyle ceza tayini ile yetinilmesi yerine aynı maddenin 5. fıkrasının uygulanması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
C-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesi;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp, bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir. Somut olayda; örgüt oluşturmak için sanık sayısı yeterli ise de, tüm dosya kapsamına göre sanıkların aralarında hiyerarşik ilişki ile işbölümü saptanamadığı, bu nedenlerle sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında TCK’nın 188/3. maddesiyle ceza tayini ile yetinilmesi yerine aynı maddenin 5. fıkrasının uygulanması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini,
2-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
3-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükmün incelenmesi;
... Cumhuriyet Başsavcılığınca Ahmet Mutlu"nun üst aramasının yapılması için yazılı arama emri verilmesine rağmen, arama emrinde ismi geçmeyen sanıklardan ... üzerinde yapılan aramada uyuşturucu madde ele geçmesiyle ilgili olarak; sanık ..."a ilişkin CMK"nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı" alınmadan, arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu arama sonucu bulunan uyuşturucu madde ise hem "suçun maddi konusu" hem de "suçun delili" olup "hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz."
Sanıklar açısından hukuka uygun olarak elde edilmiş bir uyuşturucu veya uyarıcı madde olmadığından, isnat olunan suçun maddi konusu olan uyuşturucu maddenin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi nedeniyle hükme esas alınamayacağı ve buna bağlı olarak suçun unsurunun oluşmayacağı, bunun dışında kendilerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanıkların savunmalarının aksine, diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgileri bulunduğuna veya bu sanıkların suçlarına iştirak ettiklerine ilişkin, maddi bulgularla desteklenmeyen soyut telefon görüşmeleri dışında, kuşku sınırlarını aşan mahkumiyetlerine yeterli ve kesin delil bulunmadığından sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
B-Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp, bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir. Somut olayda; örgüt oluşturmak için sanık sayısı yeterli ise de, tüm dosya kapsamına göre sanıkların aralarında hiyerarşik ilişki ile işbölümü saptanamadığı, bu nedenlerle sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında TCK’nın 188/3. maddesiyle ceza tayini ile yetinilmesi yerine aynı maddenin 5. fıkrasının uygulanması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini,
2-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanık ... müdafii ve sanık ..."un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
3-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükmün incelenmesi;
A-Kendilerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanıkların savunmalarının aksine, diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgileri bulunduğuna veya bu sanıkların suçlarına iştirak ettiklerine ilişkin, maddi bulgularla desteklenmeyen soyut telefon görüşmeleri dışında, kuşku sınırlarını aşan mahkumiyetlerine yeterli ve kesin delil bulunmadığından sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
B-Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp, bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir. Somut olayda; örgüt oluşturmak için sanık sayısı yeterli ise de, tüm dosya kapsamına göre sanıkların aralarında hiyerarşik ilişki ile işbölümü saptanamadığı, bu nedenlerle sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında TCK’nın 188/3. maddesiyle ceza tayini ile yetinilmesi yerine aynı maddenin 5. fıkrasının uygulanması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini,
2-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanıklar ..., ... ve ... müdafiileri ile sanıklar ... ve ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
4-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesi;
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmalarının aksine, diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi bulunduğuna veya bu sanıkların suçlarına iştirak ettiğine ilişkin, maddi bulgularla desteklenmeyen soyut telefon görüşmeleri dışında, kuşku sınırlarını aşan mahkumiyetlerine yeterli ve kesin delil bulunmadığından sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatleri yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.