2. Hukuk Dairesi 2016/7072 E. , 2017/12329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Tebligat Kanunu 10/2. maddesinde, "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. “Eğer adres kayıt sisteminde adresi yoksa Tebligat Kanunu 28. ve Tebligat Yönetmeliği 48. maddelere göre kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmi veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. İlanen tebliğin geçerli kabul edilmesi için de ilgilinin adresinin meçhul olmasının yanında, yukarıda da belirtildiği üzere tebliği çıkaran merciin muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerinden sorması ve zabıta marifetiyle tahkik ve tespit ettirmesi gerekir. (Tebligat Kanunu m. 28/3)
Dava 13.05.2015 tarihinde ikame edilmiş, dava dilekçesi davalının bu tarihte bulunduğu cezaevi adresine henüz tebliğ edilmeden davalı cezaevinden çıkmıştır. Mahkemece, davalının ceza evinden çıkması ve adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresinin de bulunmaması nedeniyle, davacı tarafından bildirilen ".... Sok. No:.. D: ..." adresinde davalıya dava dilekçesi tebliğe çıkartılmayarak ve herhangi bir adres araştırması da yapılmayarak dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma davetiyesi davalı erkeğe Tebligat Kanunu 28. madde uyarınca ilanen tebliğ edilmiş, davalı erkek cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasına da katılmamıştır. Mahkemece davacı tarafça bildirilen ve davalı erkeğin bulunduğu belirtilen adrese dava dilekçesinin tebliği yapılmadığı gibi dava dilekçesinin tebliği aşamasında mahkemece gerekli adres araştırması da yapılmamıştır. Kaldı ki mahkemece ilanen tebliğin zorunlu unsuru olan tebliği çıkaran merciin divanhanesinde tebliğ evrakının askıya çıkarıldığına ilişkin bir tutanak da bulunmamaktadır. Bu durumda dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününün davalıya tebliğleri usulsüz olup, davalı erkeğin savunma hakkı kısıtlanmıştır (Yargıtay HGK. 17.12.2014 tarih, 2013/1372 Esas - 2014/1065 Karar). O halde, mahkemece yapılacak iş; davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği, cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti (HMK m. 140), taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen delillerin toplanması ile bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK m. 27) aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2017