Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/13958
Karar No: 2017/4372

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma ve 5464 sayılı Yasaya aykırılık - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2015/13958 Esas 2017/4372 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2015/13958 E.  ,  2017/4372 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma ve 5464 sayılı Yasaya aykırılık
    HÜKÜM : - Sanık ... hakkında 5464 sayılı Yasaya muhalefet ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından hükümlülük
    - Sanık ... hakkında 5464 sayılı Yasaya muhalefet, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hükümlülük, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçundan beraat
    - Sanık ... hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan beraat

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Hükmolunan ceza miktarına göre sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca oybirliğiyle REDDİNE, karar verilip sanıklar ... ile ... ve müdafinin temyizleri ile mağdurlar ... ile Finansbank vekilleri ve şikayetçi ..."ın temyiz istemleri çerçevesinde yapılan incelemede:
    I- Mağdur ... ve Garanti bankalarına yönelik 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçlarında mağdur banka olup, suçtan doğrudan zarar görmeyen katılan ..."ın davalara katılma hakkı bulunmadığı ve mahkeme tarafından da katılma kararı verilmiş olmasının hükümleri temyiz hakkı vermeyeceği cihetle; şikayetçinin temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
    II- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik, sanıklar ... ve ... haklarında mağdur ..."a yönelik sahte kart üretmek ve 5464 sayılı yasaya muhalefet, mağdur ..."a yönelik sahte üretilen kartı kullanmak suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizine gelince:
    Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi TCK.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu, ayrıca sahte oluşturulan kredi kartının birden fazla kullanılması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden mağdur ..."a karşı işlenen eylemlerin tek suç kabulüyle yazılı biçimde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik, mağdur ..."a yönelik sahte kart üretmek ve 5464 sayılı Yasaya muhalefet, mağdur ..."a yönelik sahte üretilen kartı kullanmak suçlarından açılan davalarda yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın sübuta yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    III- Mağdurlar ... ve Finansbank vekillerinin tüm sanıklara, sanık ... ve müdafii ile sanık ..."nın mağdur ..."a karşı sahte oluşturulan kredi kartını kullanmak, mağdur ..."a yönelik sahte kredi kartı üretmek ve 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin sair yönleri incelenmeksizin yapılan temyiz incelemesinde:
    Duruşmadan usulüne uygun haberdar edilmeyen mağdurlar ... ve Finansbank"a gerekçeli kararın tebliği üzerine hükmü temyiz ettikleri anlaşıldığından, mağdurların 5271 sayılı CMK.nun 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    Mağdurların duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle CMK.nun 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
    IV- Sanık ... ve müdafii ile sanık ..."nın mağdurlar ... ve HSBC Bankasına yönelik işlediği suçlardan kurulan hükümlere karşı temyiz itirazlarının incelemesinde:
    Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Başkasına ait kimlik bilgileri kullanılarak sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi eylemleri 5237
    sayılı TCK.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçlar olarak düzenlendiği, başkaları adına sahte banka veya kredi kartı üretme, satma, devretme, satın alma veya kabul etme eylemlerinde suçun mağduru kartı üreten banka ya da finans kuruluşu olması nedeniyle, kartı çıkaran banka sayısınca ve aynı bankaya ait birden fazla kart üretildiğinde ise aynı suç işleme kararı ile işlendiğinin kabulüyle kendi içerisinde zincirleme şekilde TCK.nun 245/2 ve 43., bu sahte kartları değişik yer ve zamanda kullanarak menfaat temin etmesinin ise banka sayısınca TCK.nun 245/3, 43. maddelerine uygun bulunacağı, ayrıca 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçunda da mağdur banka olup aynı bankaya yönelik yükletilen suç işlendiğinde zincirleme tek suç olarak kabulünün gerekeceği cihetle;
    a) Mağdurlar ..."ndan Şikayetçiler ... ile ..., HSBC Bankası"ndan, şikayetçiler ..., ... ve ... adlarına bankalara kredi kartı için yapılan başvuru sonucu taleplerin reddedilmesi şeklinde işlenen 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçunun mağdur bankalar sayısınca zincirleme suretiyle işlendiğini kabulle kararlar verilmesi gerekirken kişi sayısınca mahkumiyet hükümleri kurulması,
    b) Mağdurlar ... ve Garanti Bankalarına yönelik sahte kart ürettirmek ve kullanmak suçları birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçlar olarak yasada düzenlendiği gözetilmeden kül halinde tek suç kabulüyle hükümler kurulması,
    c) Mağdur ..."na yönelik şikayetçi ... adına üretilen sahte kartın kullanıma kapatıldığı tarihe kadar kullanılıp kullanılmadığının ilgili bankasından sorulup hesap özetleri istenip incelenmesi, sonucuna göre kullanılmamışsa eylemin TCK.nun 245/2. maddesi kapsamında kabulü ile aynı bankadan şikayetçi ... adına üretilen sahte kredi kartı nedeniyle zincirleme suretiyle tek suçun oluşacağının dikkate alınmaması,
    d) Mağdur ... Bankası"na karşı şikayetçiler ... ve ... adlarına sahte üretilen kartların kullanımında, aynı bankaya ait olmaları nedeniyle zincirleme suretiyle işlenen tek suçtan hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
    Yasaya aykırı, mağdur bankalar vekilleri, sanık ... ve müdafi ile sanık ..."nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı III nolu bozma yönünden sair yönler incelenmeksizin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, IV nolu bozma yönünden aynı Yasanın 326/4. maddesi gereğince sanıkların sonuç ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, IV nolu bozmaya konu olan sanık ..."ın mağdurlar ..., Vakıfbank, HSBC ve Garanti Bankası"na yönelik suçlardan dolayı kurulan hükümlere konu eylemlerinin sabit olmadığı gerekçesiyle Üye ..."nın muhalefeti ve oyçokluğuyla, diğer hükümler açısından oybirliğiyle 19.04.2017 gününde karar verildi.

    KARŞI DÜŞÜNCE

    Milas 1. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin kararın onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına aşağıdaki gerekçelerle katılma olanağı olmamıştır.
    Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonunda sanık ...’ın;
    1- Şikayetçi ...’a ... tarafından verildiği iddia olunan kredi kartı nedeniyle TCK.nun 245/2, 62.
    2- Şikayetçi ...’a Finansbank tarafından verildiği iddia olunan kredi kartı nedeniyle TCK.nun 245/2, 62.
    3- Şikayetçi ...’a yönelik HSBC Bankasına kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK 62.
    4- Katılan ...’a karşı HSBC Bankasına kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK.nun 62.
    5- Katılan ...’a karşı Garanti Bankasına kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK.nun 62.
    6- Şikayetçi ...’a yönelik Vakıfbank kredi kartını çıkarmaktan TCK.nun 245/3, 62.
    7- Katılan ... Karaca"ya yönelik HSBC Bankasından kredi kartı çıkarmasından TCK.nun 245/3, 62.
    8- Katılan ... Karaca"ya yönelik Şekerbank tarafından çıkarılan kredi kartı nedeniyle TCK.nun 245/3, 62.
    9- Katılan ... Karaca"ya karşı Finansbank’a kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK.nun 62.
    10- Şikayetçi ..."ya yönelik Garanti Bankasından verilen kartla ilgili olarak TCK.nun 245/2, 62.
    11- Şikayetçi ..."ya yönelik ...’a kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK.nun 62.
    12- Şikayetçi ...’ya yönelik HSBC Bankasına kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK.nun 62.
    13- Şikayeçi ...’ya yönelik Finansbank’a kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK.nun 62.
    14- Müşteki ...’a karşı Garanti Bankasına kredi kartı başvurusunda bulunmaktan 5464 sayılı Kanun’un 37/2, TCK.nun 62.
    15- Şikayetçi ...’a karşı HSBC Bankasından verilen kredi kartını kullanmaktan TCK.nun 245/3, 62. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
    Sanık tüm aşamalarda suçlamaları reddetmiştir.
    Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılacağı ve mahkemenin kabulünde olduğu gibi hakkında mahkumiyet hükmü kurulan diğer sanık ...’nın ...’nın sahte kimliğini taşıyıp kullandığı ve çevrede kendini ... olarak tanıttığı anlaşılmaktadır.
    İddianamenin tekrarından ibaret gerekçeli kararda belirtildiği üzere, sanık ...’nın üzerinde sahte ... kimliğinin bulunduğu ve ... tarafından bankalara ... ismi ile kredi kartı başvurularında bulunduğu, adlarına kredi kartı çıkarılan veya kredi kartı başvurusu yapılan tüm şikayetçilere ait kimlik bilgi ve belgeleri sanık ... da ele geçirmiştir.
    Mahkemece deliller bu şekilde değerlendirildikten sonra “sanıklar ... ve ...’ın birlikte Başarı İletişim işyerinde çalıştıkları, ortak bir kararla hakaret edilerek bir şekilde ele geçirdikleri nüfus cüzdan fotokopileri ve kimlik bilgileri ile kredi kartı başvurusunda bulundukları” şeklindeki gerekçe ile mahkumiyet hükmü tesis edilmiştir.
    Bu gerekçe dosyada mevcut delillerle örtüşmediği gibi, bir taraftan bankalara dilekçe verenin diğer sanık ... olduğu şeklindeki kabul ile çelişmektedir.
    Sanık savunmalarında ısrarla, diğer sanık ...’nın yanında kısa bir süre çalıştığını, adı geçen sanıkla birlikte hareket etmediğini, dosyasında isimleri geçen şikayetçiler adına kredi kartı başvurusunda bulunmadığını ve çıkarılan kredi kartlarını kullanmadığını yalnızca şikayetçi ...’a ait kredi kartı ile şikayetçinin bilgisi ve rızası dahilinde harcama yapıldığını savunmuştur.
    Yerel Mahkemece ilgili bankalardan, kredi kartı başvurusuna ilişkin sözleşme örnekleri istenilmiş ise de maddi gerçeğin ortaya çıkması için yeterli bir araştırma yapılmamış, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulmuştur. Bu beyanda;
    1- Şikayetçiler adına bankalara yapılan başvurulara ilişkin sözleşmedeki yazı rakam ve imza örneklerinin kimin eli ürünü olduğu, sözleşme eki belgelerde hangi sanığa ait bilgi ve belgelerin bulunduğu,
    2- Telefon bankacılığı yoluyla yapılan başvurularda ses kayıtlarının celbi ile ses analizlerinin kime ait olduğunun tespiti,
    3- Teslimi gerçekleştirilen kredi kartlarının hangi tarihte hangi sanığa veya başkasına teslim edildiği,
    4- Sanık ...’nın ne kadar süre ile hangi tarihler arasında sanık ...’ın yanında veya işyerinde çalıştığının, muhtarlık kayıtları, çevre işyeri ve bina sahiplerinden kolluk marifetiyle araştırılıp tespiti ve buna bağlı olarak kredi kartı başvurularının bu süre ile uyum sağlayıp sağlamadığı,
    5- Şikayetçi ...’un adresinin ciddi bir şekilde araştırılıp beyanının tespit edilmemesi,
    Gibi hususlarda hiçbir araştırma ve soruşturma yapılmamıştır.
    Diğer yandan gerekçede sanığın, hangi şikayetçiye yönelik olarak bankalara ne şekilde başvurduğu, kredi kartını teslim alıp almadığı, hangi tarihlerde, ne miktarda kaç defa kullandığı konusunda bir açıklama yoktur.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.06.2015 tarih ve 2014/1-559 E, 2015/265 K, 15.03.2016 tarih ve 2014/4-698 E, 2016/135 sayılı kararları ile birçok kararında “Anayasa’nın 141 ve CMK.nun 34, 230. maddeleri gereğince mahkeme kararlarının GEREKÇELİ OLMASI ZORUNLUDUR. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada KEYFİLİĞE yol açar.” görüşü istikrarlı bir şekilde devam etmektedir.
    Yine, Ceza Genel Kurulu kararlarına göre kararda, CMK.nun 230.maddesine uygun şekilde, mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç üzerindeki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirilmeye yer verilmelidir.
    Yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 141, CMK.nun 34 ve 230. maddelerine uygun gerekçeyi taşıdığından söz etmek olanaksızdır.
    Ayrıca Ceza Genel Kurulu’nun 14.07.2009 tarih ve 2009/8-72 esas, 2009/198 karar, 04.11.2014 tarih ve 2013/1-283 esas, 2014/489 sayılı kararı ile bir çok kararında “Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘in dubio pro reo’ yani ‘kuşkudan sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanılmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu da budur.” denilmek suretiyle tam aydınlatılamamış ve gerçekleşme şekli şüpheli olayların sanık aleyhine yorumlanması mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
    Somut olayda da, yukarıda açıklandığı üzere yeterli bir araştırma yapılmadan, gerçekleşme şekli şüpheli ve tam aydınlatılmamış olayların sanığın aleyhine yorumlanamayacağı ve Anayasa ile CMK. nun aykırı şekilde yeterli gerekçe ile kurulan mahkumiyet hükmünün bozulması gerekmektedir.
    Bu itibarla, sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılma imkanı olmamıştır. 19.04.2017

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi