14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4983 Karar No: 2018/9275 Karar Tarihi: 20.12.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/4983 Esas 2018/9275 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir tazminat davası nedeniyle verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiğini belirtmiştir. İlk aşama olarak, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamayacağı ve öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde çıkarılması gerektiği ifade edilmiştir. Bu adreste bulunmaması durumunda ise tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi için araştırmalar yapılması gerektiği vurgulanmıştır. İkinci aşamada ise, muhatabın yeni adresinin tebliğ memuru tarafından tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerektiği kaydedilmiştir. Ancak tebligatın açık mavi renkli zarfla, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek Kanunun 21/2. maddesine göre tebliğ edilebileceği belirtilmiştir. Kararda, usule uygun tebligatın temel bir hak olduğu ve savunma hakkını kısıtlamaması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri.
14. Hukuk Dairesi 2018/4983 E. , 2018/9275 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Somut olaya gelince, gerekçeli karar, davalı ...’a adres kayıt sistemindeki yasal yerleşim adresine doğrudan doğruya Tebligat Kanunu madde 21/2’ye göre tebliğ edilmiştir. Yukarıda anılan ilkeler uyarınca usulüne uygun olarak adı geçene gerekçeli kararın tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 20.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.