Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların ödeme nedeniyle İİK.nun 71.maddesi gereğince takibin iptaline ve hacizlerin fekkine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, istemin kabulü ile takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 71/1. maddesi gereğince; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer"ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." Bu istemin, İİK.nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur.   
Somut olayda, alacaklının kredi alacağına dayalı olarak genel haciz yoluyla takibe başladığı, borçluların, haklarında başlatılan takibe itiraz ettikleri, İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/11/2002 tarih ve 1999/670 E.-2002/1045 K.sayılı kararı ile itirazın iptaline karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, İİK.nun 71/1.maddesi gereğince itfa itirazının dinlenmesi, takibin kesinleşmesinden sonra gerçekleşmesine bağlıdır. Takibin kesinleşmesinden önceki ödeme itirazı ise, takip şekline göre icra mahkemesine değil, İİK.nun 62.maddesi gereğince icra müdürlüğüne yapılmalı ya da itirazın iptali davası devam ediyorsa bu davada ileri sürülmelidir. Ancak, itirazın iptali kararından sonraki nedenlere dayalı olarak İİK.nun 71/1.maddesine göre her zaman icra mahkemesine başvurulabileceği tabiidir.
Olayımızda borçluların icra mahkemesine başvurusu, ödeme emri tebliğinden sonra yapılan protokoller doğrultusunda borcun ödendiğine ilişkindir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak, itirazın iptali davasının devam edip etmediği, anılan davada karar verilmiş ise borçluların itirazına dayanak yaptığı belgelerin, itirazın iptali kararından önce ya da sonra olup olmadığı değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.