Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1969
Karar No: 2019/9771
Karar Tarihi: 11.12.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/1969 Esas 2019/9771 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/1969 E.  ,  2019/9771 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Çorum 2. İş Mahkemesi

    Dava, davacı tarafından, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi kapsamında muvazaalı boşanma nedeniyle kendisine yapılan borç bildirimine dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1999 yılında eşinden boşandığını, 2006yılında ölüm aylığı almak için kuruma başvurduğunu, talebinin kabul edildiğini ve 01/10/2008 tarihinde kendisine aylık bağlandığını, davalı Kurumun 13/09/2017 tarihli yazısı ile anlaşmalı boşandığını ve yapılanyersiz ödemelerin kuruma ödenmesi için işlem başlattıklarını belirttiklerini, davacının eşinden şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandığını ve kurumun yaptığı işlemin haksız olduğunu bu nedenle haksız ve yersiz açılan davanın reddi ile davalı idare tarafından davaccıya tahakkuk ettirilen borcun iptali ile kesilen aylığın yeniden bağlanması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının boşandığı eşinden dolayı ölüm aylığı aldığını, davalı idare tarafından yapılan denetim neticesinde boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edildiği ve yersiz ödenen aylıkların tekrar talep edildiğini, kendisine borç bildirim belgesi gönderildiğini, idare tarafından yapılan işlemin uygun ve hukuka elverişli olduğunu bu nedenle davacı tarafından sunulan iddiaların yersiz olduğunu ve davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir..
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK"nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davacı ve boşandığı eşinin şiddetli geçimsizlik nedeniyle ve gerçek bir boşanma gerçekleştirdiği, bu işlemin muvazaalı olmadığı, toplanan delillere göre de tarafların eylemli olarak ayrı yaşadıkları, tarafların aynı hastanede muayene olmalarının sonucu değiştirmeyeceği, ilk derece mahkemesince davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığının ispat edilmemesine rağmen davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile temtiz isteminde bulunmıuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Mahkemece fiilen birlikte yaşama olgusunun varlığının veya yokluğunun tespitine yetecek kadar kanıt toplanmaksızın, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
    Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    5510 sayılı Kanunun 59/2. maddesi uyarınca Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerli olup, aksinin ancak eşdeğerde belgelerle ispatı gerektiği göz önünde tutularak mahkemece fiili birlikteliğe yönelik araştırmanın ihtilaf konusu dönemlere ilişkin yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda Sosyal Güvenlik denetmeninin hazırlamış olduğu raporda yazılı ve imzalı tanık beyanlarına başvurulmadığı, davacı ve boşandığı eşin Çorum ve İstanbul adreslerinde de yaşadıklarına dair beyanlarının gerçekliğinin araştırılmadığı, tanık beyanlarının da çelişkili olduğu anlaşılmakla, yukarıda belirtilen hususlar ve ilkeler çerçevesinde, davacı ile boşandığı eşinin kayıtlı adresleri yönünden ayrı ayrı geniş kapsamlı, titizlikle ve gerekirse bilgi edinilen şahısların isim yada sıfatları da tutanağa eklenmek suretiyle, beyan edilen adreslerde fiilen oturup oturmadıkları, birlikte yaşayıp yaşamadıkları kolluk marifetiyle araştırılmalı, ihtilaf konusu dönem içerisinde davacı ve eşinin kayıtlı adreslerinde görev yapan mahalle muhtar ve azalarının kanaat edinmeye yetecek sayıda tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, çelişki oluşursa giderilmeli; böylece “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun mevcut olup olmadığı, kurum denetmenleri tarafından düzenlenen raporların da aksi ispat edilinceye kadar geçerli belge olduğu ve aksinin de eşdeğer belgelerle kanıtlanması gerektiği de gözetilerek, toplanan tüm kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esasatan reddine ilişkin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi