Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/15116 Esas 2015/3077 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15116
Karar No: 2015/3077
Karar Tarihi: 02.03.2015

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/15116 Esas 2015/3077 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, Kamulaştırma Yasası’nın değişik hükümleri uyarınca, Marmara Köyü’nde bulunan arazilerin kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescil edilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş, ancak bu karar davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise temyiz itirazlarına değerlendirdiği kararında:
1) Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü verilerinin bedel tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiş,
2) Taşınmazın özelliklerinin objektif değer artışına neden olabileceği düşüncelerinin dikkate alınmadığını,
3) Kamulaştırma bedelinin tescili davalarında dört ay içerisinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanması gerektiğini vurgulamış ve kararın bozulmasına karar vermiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri: Kamulaştırma Yasası’nın 4650 sayılı Kanun ve 6459 sayılı Kanun’un 6. maddesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi (30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tariht
(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi         2014/15116 E.  ,  2015/3077 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ...Köyü 380 ve 381 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak;
    1-Yargıtay uygulamalarına göre, dikkate alınması gereken özel bir neden veya yanlış bulunmadığı takdirde ciddi istatistiki bilgilere dayandığı bilinen gıda tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü verilerinin (dekar başına verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatı) değerlendirmeye esas alınması gerekir. Şu kadar ki, üretim giderlerinin içerisine tarla kirası, genel idari giderler ve döner sermaye faizi gibi giderler dahil edilmemelidir.
    Bu itibarla; dosyada mevcut 2013 yılı ... Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü verilerine göre, münavebeye alınan ürünlerden buğday, taze fasulye, domates, biber ve kavun-karpuzun üretim giderlerinin sırasıyla 235,70 TL, 711,30 TL, 1.337,40 TL, 1.718,20 TL ve 757,40 TL olduğu belirtildiği halde buna tarla kirası, döner sermaye faizi ve genel idari giderler gibi unsurlar eklenmek suretiyle bedel tespit edilmesi,
    2-Dava konusu taşınmazın ...-Yalova-İstanbul yoluna ve ..., İznik, Gemlik İlçe merkezlerine yakın olması, sanayi yapıları vs. yapılabilme imkanı, bölgede ihracat yapan firmaların soğuk hava depoları ile imalathanelerin bulunması gibi hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde en fazla %30 oranında objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden, bu oranı %40 olarak uygulayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    3-Bundan ayrı olarak;
    Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
    Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele kamulaştırma bedelinin tespiti dosyasında tespit edilip davalı taraf adına depo edilen bedelin mahsubu ile fark bedele faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi yönüyle de kararın bozulması gerekmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.