14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2699 Karar No: 2018/9263 Karar Tarihi: 19.12.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/2699 Esas 2018/9263 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, köy derneğinden aldıkları yetki ile tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebiyle davalı Hazine'ye açtıkları davada, taşınmazların kadimden beri mera olarak kullanıldığını ve Hazine tarafından parsellenerek özel şahıslara satılmaya başlandığını belirtmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne ve taşınmazların ham toprak vasfının iptali ile mera vasfı ile sınırlandırılarak özel sicile tesciline karar verilmiştir. Ancak Yargıtayca, hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazların hali arazi vasfıyla tescil edildiği için ham toprak vasfının iptal edilmesinin yanlış olduğu ve kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, 6100 sayılı HMK'nin 297. maddesi gereği hüküm sonucunda taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hatırlatılmıştır. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nin 297. maddesi.
14. Hukuk Dairesi 2018/2699 E. , 2018/9263 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.09.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.02.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, köy derneğinden aldıkları yetki ile açtıkları davada; ...Köyü 127 ada 1465 parsel ve 101 ada 13 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı hazine adına "hali arazi" vasfıyla tescil edildiğini, bu taşınmazların kadimden beri ... Köyü, ... Mahallesi tarafından mera olarak kullanıldığını, taşınmazların hali arazi olarak yapılan tescillerinin hukukuka aykırı olduğunu, Hazine tarafından parsellenerek özel şahıslara satılmaya başlandığını belirterek, 127 ada 146 parsel sayılı taşınmazın doğusunda 3 metre enindeki bölümün tapusunun iptali ile yol olarak terkinine ve paftasına bu şekilde işlenmesine, 127 ada 146 parsel ile 101 ada 13 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mera niteliği ile özel siciline tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taşınmazların mera niteliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, 127 ada 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden 14.12.2016 tarihinde karar verilip bu parsel yönünden verilen karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 101 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ham toprak vasfının iptali ile mera vasfı ile sınırlandırılarak özel sicil olan mera siciline tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK"nin 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ek hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir. Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Somut olayda; dava konusu 127 ada 146 parsel sayılı taşınmaz yönünden 14.12.2016 tarihinde karar verilip bu parsel yönünden karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle "aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Diğer yandan davada dava konusu; 101 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera niteliği ile özel siciline tesciline karar verilmesi istenmiştir. Bu taşınmaz yönünden de davanın kabulüne karar verildiğine göre, tapu kaydının iptali ile mera vasfı ile özel siciline tesciline dair hüküm kurulması gerekirken, ham toprak vasfının iptali ile mera vasfı ile sınırlandırılarak mera siciline tesciline karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.