Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5295
Karar No: 2017/4626

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5295 Esas 2017/4626 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, tapu kaydına dayanarak 2005 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında köyde bulunan taşınmazının yanlış sınırlandırıldığını ileri sürerek sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı sonrası yapılan inceleme sonucunda taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve orman olduğu saptanmıştır. Bu sebeple, davacının temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır.
Kanun Maddeleri: Orman Kanunu (6831), Kadastro Kanunu (3402)
20. Hukuk Dairesi         2017/5295 E.  ,  2017/4626 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, tapu kaydına dayanarak yörede 2005 yılında ilk kez yapılan ve 12.07.2005 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında ... köyünde bulunan 134 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddi ile dava konusu taşınmaza ilişkin 94 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 05/10/2015 gün 2015/8254 – 8318 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Mahkemece alınan 07.11.2013 havale tarihli ortak bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın dava konusu edilen kısmının 1957 yılı memleket haritasında çalılık alan olarak sembolize edilen yeşil renkli alan içinde gözüktüğü belirtilmesine rağmen memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafı getirtilerek taşınmazların konumu belirlenmemiş, dosyada bulunan 1939 yılı hava fotoğrafında taşınmazın ağaç ve ağaçcık topluluğu olarak görülen ve bütünlük arzeden alan içinde kaldığı belirtilmesine rağmen rapor ekindeki gösterimin net olmaması nedeniyle taşınmazın hava fotoğrafındaki niteliği hususunda duraksama oluşmuştur. Dairemizin 01.12.2014 tarihli iade kararı ile 1957 yılı memleket haritasının yapımında kullanılan 1954 yılı hava fotoğrafının bulunduğu yerden getirtilmesi, 1939 ve 1954 yılı hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılması için ek rapor alınması istenmiş, iade kararı ile alınan 08.06.2015 havale tarihli bilirkişi heyetinin ek raporunda, inceleme için gerekli stereoskop aletlerinin bulunmadığı gibi bu incelemeyi yapmanın uzmanlık alanlarına girmediği beyan edilerek stereoskopik inceleme yapılmaksızın rapor ekinde dava konusu taşınmazın 1954 yılı hava fotoğrafındaki konumunun gösterimi ile yetinilmiştir. Dosya kapsamında alınan ortak bilirkişi heyeti raporlarında taşınmazın 1939 ve 1954 yılı hava fotoğraflarında koyu renkli alanda kaldığı bildirilmiş ise de hava fotoğrafları üzerinde stereskopik aletle inceleme yapılmadığından taşınmazın evveliyattaki kullanım şekli aydınlanmamıştır. Bu haliyle dosya kapsamı dava konusu edilen taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz. mahkemece, dosya kapsamında bulunan memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ile birlikte önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ile hava fotoğrafları


    üzerinde stereoskopik inceleme yapacak jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dosya kapsamında yer alan harita ve fotoğraflar, çekişmeli taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli” denilmiştir.
    Bozma ilamına uyulması sonrasında mahkemece davanın reddi ile dava konusu taşınmazın orman kadastro sınırlandırılmasına ilişkin 94 nolu Orman Kadastro Komisyon kararının (bırakılmasına) aynen ipkasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında kesinleşen arazi kadastrosu ile 12.07.2005 tarihinde altı aylık askı ilânına çıkarılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve taşınmazın meşe ağaçları ile kaplı meşe baltalık orman ve kısmen boşluk niteliğinde olup eylemli biçimde orman olduğu saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi