20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16523 Karar No: 2017/4625
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16523 Esas 2017/4625 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, tapu kaydına dayanarak 131 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu iddia ederek sınırlamanın iptalini istemişlerdir. Mahkeme, keşif bedelinin yatırılmaması gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında mahkeme, Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın reddine, dava konusu taşınmazlara ait orman kadastro sınırlandırılmasına ilişkin kararın geçerli olduğunun tespitine karar vermiştir. Karar, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve meşe ağaçları ile kaplı meşe baltalık orman niteliğinde olduğu saptamasına dayanmaktadır. Kararda, Kadastro Kanunu'nun 29. maddesi ve aynı Kanunun 36. maddesi, Humk'nın ilgili maddeleri ve Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına uygun şekilde hareket edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
20. Hukuk Dairesi 2015/16523 E. , 2017/4625 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, tapu kaydına dayanarak yörede 2005 yılında ilk kez yapılan ve 12.07.2005 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında ... köyünde bulunan 131 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemişlerdir. Mahkemece, keşif bedelinin kesin süre içinde yatırılmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/12/2013 gün ve 2013/8139 - 12315 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında; HUMK"nın ilgili maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 36. maddesi ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara karar sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin kanunî sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasının yerinde olmadığına değinilmiştir. Bozma kararına uyulması sonrasında mahkemece davalı Hazine yönünden açılmış olan davanın, davalının taraf sıfatı bulunadığından dava şartı yokluğundan usûlden reddine, Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın reddine, dava konusu 131 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlara ait 12/07/2005 tarihinde ilân edilen orman kadastro sınırlandırılmasına ilişkin 94 nolu Orman Kadastro Komisyon kararının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1968 yılında kesinleşen arazi kadastrosu ile 12.07.2005 tarihinde altı aylık askı ilânına çıkarılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu ve taşınmazın meşe ağaçları ile kaplı meşe baltalık orman niteliğinde olup eylemli biçimde orman olduğu saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 29/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.Başkan