6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2421 Esas 2020/13772 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2421
Karar No: 2020/13772
Karar Tarihi: 3.11.2020

6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2421 Esas 2020/13772 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın konusu 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık suçuyla ilgili mahkumiyet kararıdır. Dosya incelendi ve temyiz isteği reddedilerek işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma süreci yansıtan tutanaklar ve belgeler incelendikten sonra, başka bozma nedeni bulunmadığı tespit edildi. Ancak, Yargıtay'ın basit yargılama usulüne dair esasları düzenleyen CMK'nın 251/3. maddesinin sadece bir usul hükmü olmadığı, aynı zamanda maddi ceza hukukuna dair bir hüküm olduğu belirtilerek, bu nedenle basit yargılama usulünün yürürlük tarihini gösteren Geçici 5/(1)-d. maddesinde yazılı \"hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalar yönünden\" kısmının Anayasa ve uluslararası sözleşme metinlerinde düzenlenen \"suç ve cezaların kanuniliği\" ve \"lehe kanun\" ilkelerine aykırı olduğu vurgulandı. Bu nedenle, sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki basit yargılama usulünün uygulanma şartları yönünden sanık hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Hükümde, sanık hakkında tayin edilen adli para cezası ile hapisten çevrilen adli para cezalarının on taksitle tahsiline karar verilirken 5237 sayılı TCK'nin 52/4 maddesi hükmüne aykırı olacak şekilde taksit aralıklarının ve miktarlarının gözetilmemesi
19. Ceza Dairesi         2020/2421 E.  ,  2020/13772 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca bozma nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Dairemizin 28.09.2020 tarihli 2020/1515 E. 2020/11589 K. sayılı kararında gerekçeleri belirtildiği üzere;
    Basit yargılama usulüne dair esasları düzenleyen CMK"nin 251/3. maddesinin sadece bir usul hükmü olmadığı, aynı zamanda maddi ceza hukukuna dair bir hüküm olduğu, bu nedenle basit yargılama usulünün yürürlük tarihini gösteren Geçici 5/(1)-d. maddesinde yazılı "hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalar yönünden" kısmının Anayasa ve uluslararası sözleşme metinlerinde düzenlenen "suç ve cezaların kanuniliği" ve "lehe kanun" ilkelerine aykırı olduğu, Anayasa"ya ve tarafı olduğumuz temel haklara dair uluslararası sözleşmelere (ve özellikle AİHS"ye) aykırı bu durumun Yüksek Yargıtay tarafından dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla,
    Mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki "basit yargılama usulünün" uygulanma şartları yönünden sanık hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi mecburiyeti,
    Kabule göre de,
    Sanık hakkında tayin edilen adli para cezası ile hapisten çevrilen adli para cezalarının on taksitle tahsiline karar verilirken 5237 sayılı TCK"nin 52/4 maddesi hükmüne aykırı olacak şekilde taksit aralıklarının ve miktarlarının gözetilmemesi,

    Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 03/11/ 2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.