12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/4284 Karar No: 2012/21509
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/4284 Esas 2012/21509 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/4284 E. , 2012/21509 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzincan 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 11/01/2012 NUMARASI : 2011/206-2012/13
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimitarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : TTK"nın 688/6. maddesi gereğince bonoda tanzim yerinin yazılı olması zorunludur. Aynı Kanun"un 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır. Somut olayda, takip dayanağı 23.02.2010 vade tarihli ve 2.127,00 TL bedelli, 23.03.2010 vade tarihli ve 2.127,00 TL bedelli, 23.04.2010 vade tarihli ve 2.130,00 TL bedelli senetlerde anılan madde hükmü uyarınca tanzim yeri unsuru bulunmadığı gibi, aynı Kanun"un 689/son maddesine uygun biçimde bonoyu tanzim eden borçlu n ad ve soyadı yanında yazılı bir idari birim adının da bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, tanzim yeri belirlenmeyen bu belgeler, TTK"nın 688/6. maddesi gereğince kambiyo senedi vasfında bulunmamaktadır. Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, diğer itirazları yanında senetlerde tanzim yeri bulunmadığını da ileri sürmüş olup, bu yönde bir iddia olmasa dahi Hukuk Genel Kurulu"nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere İİK"nun 170/a-2. maddesi gereğince bu hususun icra mahkemesince res"en nazara alınması gerekeceğinden, ayrıca borcun kısmen veya tamamen kabul edilmemiş olması hususu da gözönünde bulundurularak anılan senetler yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümden reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.