5. Hukuk Dairesi 2020/4813 E. , 2020/9524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz ve geldisi olan parsellerin 1994 yılından itibaren onaylanan imar planları kapsamında kentsel servis alanı olarak ayrıldığı, bilirkişi raporuna göre, taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
05.12.2008 tarihinde açılan davada yerel mahkemece taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmadığından, gerek 20/08/2016 tarihli 6745 sayılı Kanunun 34 maddesi ile mülga olan Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin 10. fıkrasının 3. cümlesi ile öngörülen; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü, gerekse iptal olan geçici 6. maddenin 10. fıkrasının 3. cümlesi yerine 6745 sayılı Kanunun 33. maddesi ile eklenen Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin birinci fıkrasının ""Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır.
Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir."" hükmü uyarınca davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak,
Anayasa Mahkemesinin 05/04/2019 tarihinde Resmi Gazete"de yayınlanan 20/12/2018 gün 2016/181 Esas, 2018/111 sayılı kararı ile ""Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin"" Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir. "" kısmı iptal edilmiştir.
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK"nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.
Bu itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış ise de makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup taşınmazın aynına ilişkin davaya bakmak Adli yargının görevidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece her ne kadar bozma kararı gereğince taşınmaza fiilen el atılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; görev kamu düzeninden olduğundan ve yargılamanın her aşamasında re"sen gözetileceğinden, dava konusu uyuşmazlıkta adli yargı görevli kabul edilerek işin esasına girilip karar verilmesi gerektiğinden,
Mahkeme kararının açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazları gereğince bozmanın niteliğine göre sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.