5. Hukuk Dairesi 2020/7121 E. , 2020/9523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme ve işlem yapılmış; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal ve dava konusu taşınmaz kıyaslamasında, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 2015 yılına ait ilgili belediyesi tarafından resen belirlenen vergi değeri 19.02.2019 tarihli yazısında belirtildiği şekilde 0,4727 TL/m² olarak esas alınmış ise de; belediyenin 27.02.2015 tarihli yazısında 2015 yılına ait vergi değerinin 11,46 TL/m², 13.05.2019 tarihli yazısında ise 2016 yılına ait vergi değerinin 10,80 TL/m² belirtildiği görülmüş olup, dava konusu taşınmazın vergi değerleri arasındaki çelişki giderilip bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz ile içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaba göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik incelemeyle dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatından % 40 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle hesap yapan rapor inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
2-Bozma öncesindeki kararda, dava dışı Hazine"nin payını da kapsar şekilde tam pay üzerinden ... parsel sayılı taşınmaz için ...,...,... TL, ... parsel sayılı taşınmaz için ise 770.090,14 TL kamulaştırma bedeli tespitine ilişkin hüküm kurulmuşsa da, bozma öncesi tespit edilen bedelden dava dışı Hazine hissesine düşen kısım mahsup edilerek, davalıların payına karşılık gelen toplam 836.213,93 TL bedelin idarece depo edildiği gözetildiğinde; bozma sonrasında davalıların payına karşılık tespit edilen kamulaştırma bedelinin, idarece depo edilen bu miktardan düşülerek fazla depo edilen ve idareye iadesi gereken bedellerin hesaplanması gerekirken, bozma öncesi Hazine payına düşen bedelin de idarece depo edildiği kabulü ile infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verildiği gibi yasal faizi ile iadesine hükmedilmesi,
3-Bozma sonrası tespit edilen bedel, bozma öncesi tespit edilen bedelden düşük olduğundan, bozma sonrası tespit edilen bedele ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken faiz bitiş tarihinin son karar tarihi olarak belirtilmesi,
4-Davacı idarece, 07.09.1994 tarihli kıymet takdiri raporunun dosyaya ibraz edildiği ve bu hususta başkaca belgeye rastlanmadığından, dava konusu taşınmazlar için bozma sonrası tespit edilen bedelin 07.09.1994 tarihli kıymet takdiri raporunda belirlenen bedelden fazla, ilk karar ile tespit edilen bedelden ise düşük olduğu ve bozma öncesi hükmedilen bedelin de davalılara ödendiği gözetilerek ödeme hükmü kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi,
5-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi;
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.