11. Hukuk Dairesi 2019/2285 E. , 2020/433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/02/2018 tarih ve 2016/498 E- 2018/38 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/03/2019 tarih ve 2018/916 E- 2019/237 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “MODAPHONE+ŞEKİL” ibaresi için 09 ve 35.sınıflarda başvuruda bulunduğunu, davalı tarafından yapılan itiraz sonucunda YİDK tarafından tüm mal ve hizmetler bakımından istemin ret edildiğini, taraf markaların 8/1-b anlamında benzer olmadığını, redde mesnet olan VODAFONE markaları ile müvekkilinin “MODAPHONE” markaları arasında benzerlik olmadığı gibi iltibas yaratmayacağını, müvekkili markasının siyah fon üzerine beyaz puntolarla “MODA” ve “PHONE” kelimelerinin birleşiminden oluştuğunu ve davalı markalarından yüksek düzeyde görsel farklılığının ve müvekkiline ait “MODAPHONE” ibareli markanın MODA TELEFON ya da MODA TELEFONU anlamında olduğunu ve vurgunun ilk hecede bulunduğunu, “MODAPHONE” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanın çekirdek unsurunu oluşturduğunu, markaların anlamlarının farklı olduğunu, ortalama dikkat seviyesine sahip tüketiciler tarafından kolaylıkla ayırtedilebileceğini ileri sürerek, TPMK YİDK’nın 28.10.2016 tarih ve 2016/M-10654 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davaya konu olan “MODAPHONE” ibareli marka ile müvekkiline ait VODAFONE markalarının görsel, işitsel olarak son derece benzer olduğunu, taraf markalarının sesli harf dizilimlerinin aynı olduğunu, VODAFONE markalarının son 4 harfi olan “FONE” ibaresinin ilgili marka başvurusunda “PHONE” olarak değiştirildiğini, markaların işitsel açıdan neredeyse birebir aynı olduğunu, müvekkilinin VODAFONE markasının tanınmış olması nedeniyle davaya konu markanın tescil edilmesi halinde haksız yarar sağlanabileceğini, markanın itibarına zarar vereceğini, markanın ayırtedici karakterinin zedeleneceğini, MODAPHONE ibareli marka başvurusunun kötüniyetli bir marka başvurusu olduğunu, VODAFONE markasını anımsatacak şekilde yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının "MODAPHONE" ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın "VODAFONE" ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvuru ibaresindeki “moda” sözcüğü ile davalının mesnet markalarındaki “voda” ibaresi yanyana geldiğinde moda-voda şeklinde bakıldığında görsel ve sesçil olarak birbirine benzer olduğu, diğer yönden “phone” ile “fone” yanyana geldiğinde yine sesçil ve görsel benzerlik bulunduğu, başvuru markası ve redde mesnet marka ayırmadan yanyana getirildiğinde de yine MODAPHONE-VODAFONE şeklinde görsel ve sesçil olarak birbirine benzeyen markalar olduğunun aşikar olduğu, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.