23. Hukuk Dairesi 2015/8106 E. , 2016/2161 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kendisine verilmesi gereken iki adet dairenin verilmediğini ileri sürerek, bunların tapularının iptali ile müvekkili adına tescilini, olmazsa şimdilik 6.000,00 TL tazminatin tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının, davalı kooperatife aidat borcu bulunduğu ve borcu ödemeyeceğini de belirtmesi nedeniyle daireleri isteyemeyeceği, davalı kooperatifin aidat borcunun ödenmesi halinde davacıya düşen dairelerin verileceğini beyan etmesi karşısında davacının tazminat da talep edemeyeceği, yönetim kurulu üyeleri olan diğer davalıların davada pasif husumeti ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, üyeliğe bağlı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacının aidat ödemekle yükümlü üye olduğu ve aidat ve faizlerinden dolayı davalıya borçlu olduğu saptanmıştır. Davalı kooperatif, davacının borçlarını ödemesi halinde kendisine daire verileceğini 25.07.2011 havale tarihli dilekçe ile beyan etmiştir. Ne var ki, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davacının faiz borcu hesaplanırken TBK"nın 120. maddesi nazara alınmamıştır. Bu itibarla, anılan yasa hükmüne uygun olarak yeniden davacının borcu hesaplanıp ödenmesi halinde tescil isteğinin değerlendirilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması ve yasa hükmüne aykırı hesap yapan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bunun yanında, davacının tescil isteminin yukarıdaki açıklamalara göre yapılacak inceleme sonucunda kabul edilmemesi veya adına tescil edilecek bağımsız bölümün olmadığının anlaşılması halinde, diğer isteği olan tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, Dairemizin yerleşik uygulamalarında belirtildiği üzere;
a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava tarihi itibariyle rayiç değeri hesaplanmalı,
b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi " TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalı,
c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalı,
d-Bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmeli,
e-Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (d) maddesinde bulunan miktar (c) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır. Bu hükümlere göre tazminat talebinin incelenmesi gerekirken farklı yöntemle hesap yapılması yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.