2. Hukuk Dairesi 2016/12312 E. , 2017/12287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 07.11.2017 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı-davalı erkek, davasını hangi boşanma hukuki sebebine dayandırdığına dair bir kanun maddesi belirtmeden, “sadakat yükümlülüğünü ihlal” sebebiyle boşanma davası ikame etmiş, davalı-davacı kadın ise evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle (TMK m. 166/1) karşı boşanma davası açmış, mahkemece kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında herhangi bir kanun maddesi bclirtmeksizin karşılıklı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Mahkeme, tarafından kabul edilen boşanma davaları yönünden gerekçesinde, erkeğin davasını Türk Medeni Kanunu"nun 161. maddesine (zina) dayalı olarak nitelendirdikten sonra tarafların kusurlarını yazarak, her iki davanın da evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak kabul ettiğini belirtmiştir.
Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (T.C. Anayasa m.141/3). Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK m.27) gereğidir. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar.
Somut olaya gelince; mahkeme, kararın hüküm kısmında boşanmaya dayanak hukuki sebebi ihtiva eden kanun maddesi belirtilmeden, gerekçeli kararda erkeğin boşanma davasını münhasıran zina hukuki sebebine dayandırıp daha sonra, erkeğin davasını evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle kabul ettiği yönünde gerekçe oluşturan mahkeme hükmü ile gerekçe ve gerekçe içeriği kendi içinde çelişkiye sebebiyet vermiştir. Geçekleşen bu durum karşında, mahkemece verilen karar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesindeki unsurları içermemektedir. Öyleyse, yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturup, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2-Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanunu’nun 199. maddesine dayalı davası yönünden hasren yapılan temyiz incelemesine gelince:
Davalı-davacı kadının, davacı-davalı erkeğin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına (TMK m.199) ilişkin talebi mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanmanın eki niteliğinde değildir. Dava açılması sırasında yatırılan başvurma harcı dava dilekçesinde yer alan tüm talepleri kapsar. Kadının bu talebi ayrı bir dava olup maktu harca tabidir. Öyleyse, mahkemece davalı-davacıya bu istekle ilgili olarak harcı ikmal etmesi için süre verilmesi (Harçlar K. m. 30-32), harcın ikmali halinde davaya devam edilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, işbu talep yönünden davalı-davacı kadına harcını tamamlaması için süre verilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.480,00 TL. vekalet ücretinin Fatma"dan alınıp Mustafa"ya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2017