23. Hukuk Dairesi 2015/1927 E. , 2016/2157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatifin daire sahipleri olan diğer üyelerinin, dairelerini süresinde eksiksiz teslim almış olmalarına rağmen müvekkiline dairesinin teslim edilmediğini, ...ukuk Mahkemesi"nin 2009/285 Esas sayılı dosyasında açılan davada kira tazminatına hükmedildiğini, taşınmazın halen teslim edilmediğini, işbu dava ile anılan karar tarihinden sonrası için kira tazminatı istendiğini ileri sürerek, şimdilik 8.250,00 TL"nin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında geç teslimden kaynaklanan kira tazminatı dönemini 26.04.2003 ile 09.08.2005 tarihleri arası olarak açıklamıştır.
Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, yapı kullanma izin belgesinin 25.05.2005 tarihinde alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 25.03.2013 tarih ve 1495 E, 1831 K. sayılı ilamıyla, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, 16.07.2010 dava tarihinden geriye doğru 5 yılın sona erdiği 16.07.2005 tarihi esas alınıp, 16.07.2005 - 09.08.2005 tarihleri arasında kalan dönem için davanın kabulüne, daha öncesine ilişkin dönem için dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 126/4. maddesi uyarınca zamanaşımı süresi dolduğundan zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 16.07.2005 tarihi ile 09.08.2005 tarihleri arasında yaklaşık 1 aylık zaman dilimi bulunduğu, bozma ilamı uyarınca önceki hükmün tarafların diğer temyiz itirazları reddedilmek suretiyle kesinleştiği, bundan dolayı önceki hükmün 3/d bendinde belirtildiği gibi aylık gecikme nedeniyle kira tutarının 300,00 TL olduğunun kabulünün zorunlu hale geldiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 16.07.2005 tarihi ve öncesi istemin zamanaşımı nedeniyle reddine, 16.07.2005-09.08.2005 tarihleri arası takdiren 300,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk
.../....
S.2.
mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9.madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan, kooperatif ile ortağı arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan davaların 1163 sayılı Kanun"un 99. maddesinde ticari dava olduğu kabul edilmiş ise de, münhasıran asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu öngörülmemiştir. Buna göre dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü niteliğinde ve münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işlerden değil ise, davalı tarafça bu yönde ve süresinde bir itiraz olmadığı sürece bu husus re"sen dikkate alınamaz ve asliye hukuk mahkemeleri 01.10.2011 tarihinden önce açılan davalarda miktar yönünden görevli ise, bu tarihten sonra açılan davalarda davanın niteliğine göre görevli ise davaya bakmalıdır.
Somut olayda, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5/3. maddesinin yürürlükte olduğu dönemde 16.07.2010 tarihinde açılan ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesine göre münhasıran ticaret mahkemesinin görevli olmadığı bu davada, davalı tarafça iş bölümü itirazında bulunulmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olduğu gözönünde bulundurulduğunda, mahkemenin müddeabihin değerine göre davaya bakmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.