3. Ceza Dairesi 2017/1298 E. , 2017/2110 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama ve tehdit suçlarından sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 106/1-2. cümle, 62/l(iki kez) ve 52.(iki kez) maddeleri uyarınca 2.000 ve 500 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 58/6. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Datça Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2016 tarihli ve 2015/236 esas, 2016/419 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 23.12.2016 tarih ve 2016/11559 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 10.01.2017 tarih ve 2016/402343 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1) Mükerrir olan sanığın üzerine atılı kasten yaralama ve tehdit suçları nedeniyle hakkında uygulanan 5237 sayılı Kanun’un 86/2. ve 106/1-2. cümlesi maddelerinde hapis veya adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü cihetle, 5237 Kanun’un 58/3. maddesindeki “Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüşse, hapis cezası hükmolunur.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında her iki suç nedeniyle adli para cezasına hükmedilmesinde,
2) Sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesi karşısında Türk Ceza Kanunu"nun 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 ve 310.maddelerinde düzenleme altına alınan “kanun yararına bozma” olağanüstü yasa yoluna başvurulabilmenin ön koşulu, karar ya da hükmün istinaf yada temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olmasıdır. Olağan kanun yoluna müracaat olanağının devam ettiği hallerde, bu kanun yoluna başvurulması mümkün değildir.
Yerel mahkeme kararındaki yasa yolu bildiriminde, TCK’nin 58. maddesinin uygulanması nedeniyle temyiz yeteneği bulunan hükmün kesin nitelikte olduğu belirtilmek suretiyle sanık yasa yoluna başvuru hususunda yanıltılmıştır.Yerel mahkemenin, bu eksikliği gidermek için yasa yolunun türü, süresi, mercii ve başvuru şeklini gösterir meşruhatlı tebligat ile kanun yoluna başvurma hakkına sahip bulunan sanığı bilgilendirmesi gerekmektedir. Böyle bir bilgilendirme yapılmadığından, yapılan bildirimin geçerliliğinden ve buna bağlı olarak da verilen kararın kesinleştiğinden söz edilemez.
Datça Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2016 tarihli ve 2015/236 esas, 2016/419 sayılı kararı temyize tabi olduğu halde, yerel mahkeme hükmünde “kararın kesin nitelikte olduğu” belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/11/2010 gün ve 2010/5-237 esas, 2010/242 karar sayılı ilamında da, kesin nitelikte adli para cezasının yanında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/6.maddesinin uygulanması nedeniyle kararın temyiz yeteneği bulunduğu halde, kesin nitelikte bulunduğunun gösterildiği hükümde, temyiz yasa yoluna başvuru imkanı mevcut olduğundan, yanılgılı uygulamayı gideren meşruhatlı tebligat yapılmadan kararın kesinleşemeyeceği kabul edildiğinden, 5271 sayılı CMK"nin 309/1. maddesine göre, kesinleşmemiş kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebinin REDDİNE; 01.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.