Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4343
Karar No: 2016/2142
Karar Tarihi: 05.04.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4343 Esas 2016/2142 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/4343 E.  ,  2016/2142 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekiline yapılan tebligatın bila ikmal iade edilmiş olup, davalının da duruşmada hazır bulunmaması nedeniyle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya evrak üzerinde incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifden dükkan satın aldığını ve bedelini peşin olarak ödediğini, 01.12.2003 tarihli yönetim kurulu toplantısında bu hususun onaylandığını ve dükkanın 30.09.2004 tarihinde teslim edileceğinin karara bağlandığını, ancak bugüne kadar teslimin gerçekleşmediğini ileri sürerek, davalı kooperatifin dava konusu taşınmaza yönelik müdahelesinin men"i ile taşınmazın müvekkiline teslimini, 30.09.2004 tarihinden itibaren birikmiş kira alacakları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla, binanın sözleşmeye ve yasaya uygun hale getirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde, kaçak olan binanın yıktırılmasını ve davalıya ödediği 26.000,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı kooperatif vekili, yapının ruhsat işlemlerinin devam ettiğini, tamamlandığında davacıya teslim edileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu dükkanın da bulunduğu 6980 ada 2 nolu parsel üzerindeki yapının yol ve komşu parsele tecavüzlü olması nedeniyle ilgili belediye tarafından yapı ruhsatı verilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, davacı taraf, bunun üzerine davasını ıslah ederek ödemiş olduğu 26.000,00 TL"nin idaesini istemiş ise de, davalı kooperatifin 16.02.2014 tarih ve 05.04.2014 tarihli genel kurullarına katıldığının, ortaklık işlemlerini yerine getirdiğinin ve kooperatif ile üyelik ilişkisinin devam ettirdiğinin tespit edildiği, 1163 sayılı Kooperatiler Kanunu"nun 12. maddesi uyarınca bir ortağın kooperatiften çıkabilmesi için bir hesap senesinin sonundan en az 6 ay önce haber vermesi gerektiği, usulüne uygun olarak istifa etmediği anlaşılan davacının, çıkma payı alacağını isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosya kapsamından, davacının davalı kooperatiften 01.12.2013 tarihinde dükkan satın aldığı, kooperatif yönetim kurulunun aynı tarihli toplantısında, dükkanın 26.000,00 TL"ye satıldığının, bedelinin peşin olarak alındığının, satışın anahtar teslimi yapıldığının ve 30.09.2004 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, ancak belirlenen bu tarihte teslimin .../...
    S.2

    gerçekleşmediği, yargılama sırasıda alınan bilirkişi raporuna ve ilgili belediye yazılarına göre, dükkanın bulunduğu inşaatın ruhsatsız olduğu, yola ve komşu parsele tecavüzlü olması nedeniyle yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, nitekim davalı kooperatifçe de inşaatın yıkımına başlandığı anlaşılmıştır.
    Davacı tarafa, dava dilekçesinde, 01.12.2003 tarihinde kendisine satışı yapılan dükkanın teslimini, kooperatifin bu dükkana yönelik müdahelesinin men"ini ve teslim edilmesi gereken tarihten itibaren birikmiş kira alacağının tahsilini istemiş olup, ıslah yoluyla istemini, sözleşmeye göre davalıya ödediği 26.000,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili olarak değiştirmiştir.
    Mahkemece, dava konusu istem, çıkma payı alacağı olarak nitelendirilerek, 16.02.2014 ve 05.04.2014 tarihli kooperatif genel kurullarına katılmış olduğu tespit edilen davacının, kooperatif üyesi olduğu, üyelik ilişkisinin devam ettiği, usulüne uygun olarak ortaklıktan ayrılmadan çıkma payı alacağını isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı taraf, kooperatif üyesi olmadığını, bahsi geçen genel kurullara, binanın belediye tarafından yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalması ve kendisinin de hak sahibi olması nedeniyle katıldığını bildirmiş, davalı kooperatiften de bu hususta herhangi bir beyan alınmamıştır. Dosya kapsamında yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Bu durumda mahkemece, öncelikle davacının davalı kooperatifin üyesi olup olmadığı, üyesi ise üyeliğinin niteliği, kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla, kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde yapılacak incelemeyle belirlenmesi, üye olduğunun belirlenmesi halinde üye kalmakta devam eden davacının ödediği bedelleri geri isteme hakkının olmadığı gözetilerek, şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi, ancak davalı kooperatifçe benzer durumdaki üyelere konut ya da işyeri tahsis edilmiş ise, ortağa verilecek konut ya da işyeri bulunmaması halinde tazminat istemlerinde uygulanan hesaplama yöntem ile (Dairemizin 09.10.2012 tarih ve .... sayılı ilamı) davacının talep edebileceği tazminat miktarı hesaplanarak hüküm altına alınması, davacının üye olmadığının belirlenmesi halinde, bu kez, tapuda kayıtlı taşınmazların mülkiyetinin devrine yönelik sözleşmelerin,.... “satış” şeklinde ya da noterde “taşınmaz satış vaadi” şeklinde yapılmasının gerekli olduğu, Türk hukukunda tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışının (ayrık durumlar hariç) geçerli olmadığı dikkate alınarak, taraflar arasında yapılan taşınmaz satışına ilişkin sözleşmenin geçerli olup olmadığı üzerinde durulup, geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların birbirlerine verdiklerini, ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak geri isteme hakkına sahip olacakları gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi