10. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/381 Karar No: 2019/9723 Karar Tarihi: 11.12.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/381 Esas 2019/9723 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2018/381 E. , 2019/9723 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Ankara 5. İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalılar ... ile ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalılar ... ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Davalı ... tarafından ilgili vekile verilen vekaletnamenin, aleyhine açılmış davaları içermediği anlaşılmakla, söz konusu eksikliğin giderilmesi, 2-Dosya kapsamı incelendiğinde, dosyayı temyiz eden davalılardan ... ve ... vekilinin ... yönünden temyiz yoluna başvurma harcı, ... yönünden ise temyiz karar harcı maktu ve temyiz karar harcı nisbi şeklinde harç yatırdığı anlaşılmaktadır. Belirtilen davalıların arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaması nedeniyle hükmü temyiz eden her bir davalı adına ayrı ayrı nispi temyiz karar harcı ve temyiz yoluna başvuru harcı yatırılması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesindeki atıf gözetildiğinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin ödenmemiş veya eksik ödenmiş olduğunun sonradan anlaşılması durumunda, karar veren hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde ödenmesi veya eksikliğin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak, temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir. Davada ise, yukarıda sözü edilen kanun ve içtihadı birleştirme kararı hükmüne aykırı olarak, temyiz yoluna başvuran davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinin verildiği sırada ve yasal temyiz süresi içerisinde gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenmemiş bulunmaktadır. Böyle olunca, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, muhtıraya rağmen eksik harcın ödenmemesi durumunda, daha önce ödenen harcın hükmü temyiz eden davalılardan hangisi için ödendiği ilgili vekilden sorularak, temyiz harcının tamamını ödemeyen davalılar yönünden şayet temyiz dilekçesinin reddi yönüne gidilirse anılan ret kararı ilgili vekile tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan geri gönderilmek üzere, dosyanın mahalline (ilgili Bölge Adliye Mahkemesine) GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.