10. Hukuk Dairesi 2018/2091 E. , 2019/9721 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kocaeli 1. İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, 09.07.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ile geçici iş göremezlik ödemesi ve yapılan tedavi giderlerinin rücuan tahsilini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, kusurlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, 49.099,87 TL peşin sermaye değerli gelir, 2.005,60 TL tedavi masrafları, 3.075,43 TL geçici iş göremezlik ödeneği olmak üzere toplam 54.180,90 TL"nin gelirler yönünden onay, giderler yönünden ödeme, masraflar yönünden sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin 0,41 TL"nin reddine,”dair hüküm kurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Kusur oranlarının oluşa uygun olmasından hareketle, mahkeme hükmü yerinde bulunarak, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili; tazminat dosyası ile işbu dosyada alınan kusur raporlarının çelişkili olduğunu, daha ziyade sigortalının kusurlu olduğunu, olayın meydana geldiği tarihte sigortalının bulunduğu statüdeki işçiler için eğitim zorunluluğunun bulunmadığı, sigortalının yaptığı işin 01.01.2013 tarihinden sonra tehlikeli işler sınıfına girdiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava; 09.07.2012 tarihli iş kazası sonucu sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ile geçici iş göremezlik ödemesi ve yapılan tedavi giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu olup, kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Meydana gelen olay nedeniyle hükme esas alınan kusur raporunda davalı işverenin %90 sigortalının ise %10 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş ise de; aynı olay nedeniyle hak sahibi sigortalı tarafından açılan tazminat dosyasında hükme esas alınan kusur raporunda, davalı ...’in %40, ...’in %30 sigortalının ise %30 oranında kusurlu oldukları, diğer taraftan Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, ... yönünden kusuru bulunmadığından bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, ceza dava dosyasında Mehmet Akdeniz hakkında asli kusurlu olduğundan bahisle verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmış olmakla, söz konusu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden kusur oran ve aidiyeti cihetine gidilmesi gerektiğinden, at bakıcılığı konusunda uzman kişiler ile işgüvenliği uzmanından oluşturulacak bilirkişi heyetinden, işbu dosya, ceza dava dosyası ve tazminat dosyasındaki raporlar da gözetilmek suretiyle yeni bir kusur raporu alınması gerekmektedir.
Mahkemece, söz konusu hususları gözetecek şekilde kusur raporu aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.