12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/837 Karar No: 2012/21255
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/837 Esas 2012/21255 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/837 E. , 2012/21255 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Keşan İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 17/10/2011 NUMARASI : 2009/396-2011/235
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından 25.09.2009 vadeli 9.000,00 TL bedelli bono bonoya dayalı olarak Keşan İcra Müdürlüğü"nün 2009/7662 sayılı icra takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun, imzaya itiraz ederek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Yine bu dava ile birleşen Keşan İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/16 Esas sayılı dosyasında da alacaklı tarafından 15.09.2009 vadeli 4.500,00 TL bedelli ve 20.09.2009 vadeli 3.500,00 TL bedelli bonolara dayalı olarak Keşan İcra Müdürlüğünün 2010/58 sayılı icra takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlanılan icra takibinde, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede imzaya itiraz ettiği görülmüştür. Mahkemece imza incelemesi konusunda dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderdiği adı geçen kurum tarafından düzenlenen 20.06.2011 tarihli raporda, tüm bonolardaki imzaların değerlendirildiği; ancak imzanın borçlu keşidecinin eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediğinin bildirildiği, bu rapora alacaklının hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini ileri sürerek itiraz ettiği belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumundan alınan raporda imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiştir. Alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan birleştirilen davalar birlikte incelenip karara bağlanır. Yani davaların tahkikat safhası müşterektir. Ancak kararda birleşen ve birleştirilen davaların ayrı ayrı belirtilmesi ve hükümde birleştirilen her dava için ayrı ayrı karar verilerek, her dava için verilen kararın ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, mahkemece asıl dava ile birleştirilen aynı mahkemenin 2010/16 Esas sayılı dosyası hüküm tesis edilmemiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.