2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6807 Karar No: 2017/12255
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/6807 Esas 2017/12255 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/6807 E. , 2017/12255 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise manevi tazminatın miktarı, ziynet eşyası talebinin reddi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen davalı-karşı davacı kadına hakaret ettiği ve kadın ile ailesini aşağıladığı vakıalarının kanıtlanmadığı ancak mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu ve davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının boşanmanın ferisi niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, talep eden eşin ağır veya eşit kusurlu olmaması yanında, boşanmaya sebebiyet veren vakıaların manevi tazminat talep edenin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması zorunludur.Erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğini taşımamaktadır. Kadın yararına Türk Medeni Kanunu m. 174/2 koşulları oluşmamıştır. Bu halde kadının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Ziynetler yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Anayasanın 141/3. maddesi "bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre, mahkeme kararlarında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Mahkemece, kadının ziynet eşyasına yönelik talebinin reddinin gerekçesi karar yerinde gösterilmemiştir. Bu nedenle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentle gösterilen sebeple ONANMASINA, 4. bentteki bozma sebebine göre ziynetlerin esasına ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.11.2017