Esas No: 2021/6206
Karar No: 2022/1192
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6206 Esas 2022/1192 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Hazine adına tescil edilen taşınmazın geri dönüşümü ile ilgili olarak 2698,53 m² yüzölçümlü taşınmazdan oluşan imar parseli oluşturulduğu ve mahkemece davanın usulden reddine karar verildiği belirtilmiştir. Ancak, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulması gerektiği belirtilerek, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine eklenen hükümler de detaylı olarak açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/10/2012 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyasının istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 18/03/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, ... Mahallesinde bulunan ve Esenyurt Belediyesi Encümeni'nin 28.11.2000 tarih ve 2000/740 sayılı Kararı uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu, Hazine adına ihdasen tescil edilen 2698,53 m² yüzölçümlü taşınmazdan çok sayıda imar parseli oluşturulduğunu, ancak anılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek iptal kararının kesinleştiğini, bu iptal kararı sonrasında, taşınmazın bulunduğu alanda Esenyurt Belediyesi Encümeni'nin 17.10.2006 tarih, 2006/773 sayılı ve 05.03.2009 tarih, 2009/215 sayılı encümen kararları doğrultusunda yeniden imar uygulaması yapıldığını, belirtilen imar uygulamalarının da, İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 2010/1521 Esas, 2011/551 sayılı Kararı ile iptaline karar verildiğini ileri sürerek; 2698,53 m² yüzölçümlü, ihdas edilerek hazine adına tescil edilen taşınmazın, geri dönüşümünün yapılarak ...,... ada 5, 6, 2740 ada 5, 10, 2741 ada 6, 7, 8, 9, 15 ve 2742 ada 12 parsel sayılı taşınmazların tapu kaytlarının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalılar ile ihbar olunan ... vekili, İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 2010/1521 Esas, 2011/551 sayılı Kararının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ilk hükümde; "...imar uygulamasının iptali için İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 2010/1521 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece 2010/1521 Esas, 2011/551 sayılı Karar ile uygulamanın iptaline karar verildiği, kararın temyiz aşamasında olduğu, ancak bu iptal kararından sonra Esenyurt Belediye Başkanlığının 16/05/2012 tarih ve 2012/807 sayılı encümen kararı ile idare mahkemesi kararının yerine getirilmesini teminen yeniden uygulama yapılıp şuyulandırma cetvelleri düzenlendiği ve bu uygulamanın itirazsız olarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Buna göre İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilen uygulamadan sonra belediyece idare mahkemesi kararını uygulamasını teminen yeniden imar uygulaması yapıldığı ve bu uygulamanın geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla..." gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmü, davacı vekili temyiz etmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 12.10.2017 tarihli ve 2017/3729 Esas, 2017/7510 Karar sayılı ilamı ile; ''...O halde; mahkemece, İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 2010/1521 Esas, 2011/551 Karar sayılı iptal kararının kesinleşmesinin beklenilmesi ve bu iptal kararı üzerine alınan yeni imar uygulaması yapılmasına ilişkin 16.05.2012 tarih, 2012/807 sayılı Esenyurt Belediyesi Encümen kararının da neden sicile yansıtılmadığı hususunun araştırılması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken "yeni imar uygulamasının sicile yansıtılmasından sonra yeni bir idari kararla oluşan yeni imar parsellerinden sözedileceği" hususu gözetilmeksizin ve noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek ''... kadastral parselin çap sınırında kalan imar parsellerinin maliklerinin davaya dahil edilmediği'' gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
3194 sayılı Yasa'ya eklenen bu hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.