12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/3903 Karar No: 2012/21242
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/3903 Esas 2012/21242 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/3903 E. , 2012/21242 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/09/2011 NUMARASI : 2010/998-2011/751
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Borçluların icra mahkemesine başvurularında, kendilerine yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ve sair iddialarla ihalenin feshini talep ettikleri anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun gerçek kişilere işyerinde tebliğe ilişkin 17. maddesinde, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” Somut olayda borçlu adına satış ilanı tebligatının işyeri adresine çıkartıldığı ve “aynı adreste çalışan imzasına” tebliğ edildiği görülmüştür. Tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunun 17. maddesine göre yapılmış olup, tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olduğundan, anılan madde hükmüne aykırı olmakla, usulsüzdür. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde ancak o zaman, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesinde salahiyetli kişilerin bulunmadığının tebligat belgesinde gösterilip bunun açıklanması lüzumu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, diğer borçlu şirket adına çıkarılan tebligat belgesinin incelenmesinde; "aynı adreste çalışan H...P...imzasına” tebliğ edildiği görülmekte olup, Tebligat Tüzüğünün 18.maddesinde belirtildiği şekilde şirketi temsile yetkili olanların o sırada orada bulunup bulunmadığı belirlenmeden doğrudan memur ya da müstahdemine yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür (HGK’ nun 22.06.1988 tarih ve 1988/12-266 ). İİK. nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesine yerine, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.