Esas No: 2021/8190
Karar No: 2022/1193
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8190 Esas 2022/1193 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8190 E. , 2022/1193 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.09.2003 gününde verilen dilekçe ile zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 03.03.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... Belediyesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; Türk Medeni Kanununun 713/1 ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve hudutlarını yazdığı yaklaşık 25.000 m2'lik yerin kadastro çalışmaları sırasında taşlık vasfı ile tespit dışı bırakıldığını, davacının taşınmazı imar-ihya ettiğini açıklayarak 20 yılı aşkın zilyetliğe dayanarak taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, dava konusu taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini ve taşınmazın Hazine adına tescilini savunmuştur.
Davalı köy temsilcisi 28.01.2010 tarihli dilekçesinde davacının tescilini talep ettiği yerin içinde yol olarak kullandıkları kısmın hüküm verilirken dikkate alınmasını istemiştir.
Mahkemece ilk hükümde; davanın kısmen kabulü ile 09.09.2009 tarihli krokide sınırları ve vasıfları gösterilen A ve B ile belirtilen yerin davacı adına tapuya tesciline; fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilamı ile; "... mahkemece dava konusu taşınmaz bölümlerinin taşlık olarak 1950 yılında tespit harici bırakıldığı gözetilerek, 1970-1983 yılları arasına ait stereoskopik hava fotoğraflarının incelettirilmesi, taşınmaz bölümlerinin niteliğinin belirlenmesi amacıyla Ziraat Fakültesi Toprak Bölümünden bir ziraat mühendisi ve jeologdan oluşacak bilirkişi kurulundan rapor aldırılması, bu şekilde taşınmazın niteliğinin, kullanım süresinin ve ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller uyarınca karar verilmesi...” gereği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ikinci hükümde; davanın kısmen kabulüne, Teknik Bilirkişi ... tarafından 23.10.2014 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 13.645,05 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 781,48 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümlerinin davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin ilamı ile; "... Türk Medeni Kanununun 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi gerekmektedir.
Somut olayda dava, Hazine ve Boşnakkesikkavak Köyü Tüzel Kişiliği hasım gösterilerek açılmış, yargılama sırasında ise ... davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmış, ne var ki, tescili talep edilen taşınmaz bölümlerinin bağlı olduğu ilgili Haymana Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmemiştir. Taraf teşkili dava şartı olup, bu şart sağlanmadan işin esasına girilemez. Hal böyle olunca; öncelikle, Haymana Belediye Başkanlığı'na husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.'' şeklindeki gerekçe ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili ve davalı ... Belediyesi vekili temyiz etmişlerdir.
Somut olayda; bozma ilamına uyulmakla bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamında, taşınmaz üzerinde imar ihya işlemlerine başlandığı tarih ile tamamlandığı tarih ve tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiği belirtildiği halde, taşınmazın imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamış; jeoloji uzmanı bilirkişisi tarafından tek bir hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapılmak suretiyle hazırlanan ve yalnızca dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde tarımsal faaliyetin bulunduğu belirtilip, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli değerlendirme içermeyen beyanıyla yetinilmiş ve taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı da tereddütsüz biçimde belirlenmemiştir.
Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, taşınmazın imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının kesinleşip kesinleşmediği Haymana Belediye Başkanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak, alınacak yazı cevabı ile tüm plan ve haritalar celp edilmeli, çekişmeli taşınmaza ait en eski tarihli ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre, taşınmazların dava tarihinden önce kesinleşmiş olan imar planı kapsamına bulunması halinde imar planının kesinleştiği tarihten, aksi takdirde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü'nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin ne olduğu, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı ve böyle yerlerden ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve öncesinde tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe, bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita düzenlemesi istenilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, çekişmeli bölümünün imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz bölümü üzerine imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi göz önüne alınarak, taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.