Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2706
Karar No: 2016/2135
Karar Tarihi: 05.04.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/2706 Esas 2016/2135 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/2706 E.  ,  2016/2135 K.
"İçtihat Metni"



MAHKEMESİ :Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ifasın ertelenmesi davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 07.11.2014 gün ve 1837 Esas, 7043 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
Davacı vekili, müvekkili şirketin kamu ağırlıklı ihaleler alarak inşaat taahhüt işi ile uğraştığını; süren işlerden ve beklenen hak edişlerden gelecek paralar, sermaye arttırımı ve devam eden davalardan elde edeceği alacaklarla borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, bir kısım müdahil vekillerinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 27.10.2010 tarih ve 7454 E., 12117 K. sayılı kararıyla, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; şirketin borca batık olduğu, sermaye artırımı konusunda alınan kararın tescil ve ilan edilmediği, alacaklarını tahsil edebilme kabiliyeti ve oranı hakkında bir kanaat beyan etmenin mümkün olmadığı, görüşülen ve yapılandırılmış borçlara ilişkin mutabakat yazılarının sunulması gerektiği, bu aşamada ilanların henüz yapılmadığı ve dolayısıyla müdahale dilekçelerinin verilmediği, alacaklıların haklarının korunması yönünden bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmesine rağmen mahkemece bu raporun hükme esas alındığı belirtilerek iflâsın ertelenmesine karar verildiği, mahkemece bilirkişi raporunda, “şirketin faaliyetlerine devam ettiği, mali tablolarında gözle görülür iyileştirmeler görüldüğü, şirketin içinde bulunduğu duruma rağmen en büyük alacağının bulunduğu ... 8 aylık gibi uzun bir süre tahsilat yapamamasına rağmen mevcut işi tamamlama aşamasına getirdiği, taahhüt ve proje arayışlarına yöneldiği, borca batıklıktan kurtulma imkânının mevcut olduğu” yönünde görüş bildirildiği belirtilmişse de yukarıda özetlenen bilirkişi raporundan açıkça anlaşıldığı üzere projenin ciddi ve inandırıcılığı ile alacaklıların menfaatlerinin korunması açısından bir görüş ifade edilmediği gibi mahkemenin bilirkişi görüşü olarak yazdığı ifadelerin de bilirkişi raporunda yer almadığı, öte yandan bilirkişi raporu esas alınarak oluşturulduğu ifade edilen “borca batık ve tasfiye hâlinde olmayan davacı şirketin iyileştirme projesinin işleve
girdiğinde borçlarının ödenebileceği, iyiniyetli bulunan davacı şirketin haciz baskısı olmaksızın satış gelirlerinden elde edilecek kârlarla süreç içinde gerçekleştirilen sermaye artışı ve artışlarından elde edilecek paraların borçların finanse edilmesinde ve şirketlerin işlerliğinin sağlanmasında kullanılacağı, borç yapılandırılmalarında önemli gelişmeler olduğu, iyileştirme tedbirlerini gerçekleştirmeye ehil olduğu belirlenerek ciddi ve inandırıcı bulunan talebin kabulüne” şeklindeki gerekçenin de bilirkişi raporunda yer almadığı, bu tespitler çerçevesinde özel ve teknik bilgi gereksinimi nedeniyle başvurulan bilirkişi raporuna aykırı karar verilmesi doğru olmadığı gibi, bilirkişi raporunda ifade edilmeyen görüşlerin, bilirkişi raporunda yer aldığı belirtilmek suretiyle hüküm kurulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, sermaye artırımı konusunda 14.10.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı alınmışsa da söz konusu sermaye artırımı bedelinin ödendiğine dair bir bilgi bulunmadığı, mahkemenin karar vermesinden sonra dahi sermaye artırımı taahhüdüne uyulmadığının 27.04.2010 tarihli kayyım raporundan anlaşıldığı, son (27.04.2010 tarihli) kayyım raporunda, şirketin tek faaliyeti olan...olan taahhüdünü yerine getirdiği, başka bir faaliyetinin olmadığı, şirketin ana faaliyet konusu olan inşaat ve taahhüt faaliyetlerine devam etmek için proje arayışının devam ettiği, ancak rapor tanzim tarihi itibariyle somutlaşan bir projesinin bulunmadığı, şirketin kayıtlarının düzenli olmayışı ve alacaklılar ile hesap mutabakatı yapılamaması nedeniyle borç ödemelerine onay verilmediğinin anlaşıldığı, somut bir projesi olmayan ve faaliyetlerine devam edemeyen bir şirketin ne suretle ıslahının mümkün olacağı ve fon yaratarak borçlarını ödeyebileceği düşünülmeden iflâsının ertelenmesine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, son kayyım raporunun ekindeki bilançoda, şirketin ortaklarından...TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, ortakların iflâs erteleme talebinde bulunan şirkete borçlu olması hâlinde iyiniyetli sayılamayacakları düşünülmeden, şirketin iyiniyetli olduğunun kabulüyle iflâs erteleme kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, öte yandan iflas erteleme talebinin sadece... yayımlanan nüshasının dosyada yer aldığı, yurt genelinde yayınlanan gazetede ilana ilişkin gazete nüshasının bulunmadığı, mahkemece yapılacak işin; öncelikle dosya içeriğindeki delillere ve özellikle de hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda yer alan tespit ve görüşlere uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılarak, yukarıda belirtilen diğer hususlar üzerinde durulup, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinden ibaret olduğu, dosya muhteviyatıyla bağdaşmayan soyut ifadeler ve varsayımlar gerekçe yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek temyiz eden müdahiller yararına bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; borca batık olan davacı şirketin sermaye arttırımı yapmadığı, yapılan sermaye arttırımının kayyım denetiminde olmayan bir hesaba yatırıldığı ve onaysız çekildiği, satış faaliyetinin bulunmadığı ve kâra geçmediği, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddi ile, davacı şirketin iflasına dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 07.11.2014 tarih ve 1837 E., 7043 K. sayılı kararıyla onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 03,20 TL harç ve takdiren ...TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi