12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/5443 Karar No: 2012/21220
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/5443 Esas 2012/21220 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/5443 E. , 2012/21220 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Zile İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/12/2011 NUMARASI : 2011/68-2011/100
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili, 25.08.2011 tarihli şikayet dilekçesiyle icra mahkemesine yaptığı başvurusunda, dosyada yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, takipten 23.08.2011 tarihinde haberleri olduğunu, usulsüz tebligatlar nedeniyle haciz ve satış işlemlerinin iptalini, meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasını istemiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur." hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere "...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02:1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda borçluya örnek (7) ödeme emrinin 12.11.2010 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligatın usulüne uygun olmadığı görülmekte ise de, 14.01.2011 tarihinde yapılan menkul haczi sırasında borçlunun hazır bulunduğu, dolayısıyla borçlunun bu tarihte takipten haberdar olunduğu, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin ise bu tarihten itibaren (7) günlük süre geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından haciz işlemlerinin iptali yönünde karar verilemez, ne var ki sözü edilen menkul haczi sırasında borçlunun meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmazına haciz konulduğuna muttali olduğuna dair herhangi bir delil olmaması ve borçluya tebliğ edilen 103 davetiyesinin usulsüz olması karşısında borçlunun meskeniyet şikayeti süresindedir. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin kabulü yönünde hüküm tesisi yerinde ise de, yapılan diğer hacizlerin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.