Esas No: 2021/7703
Karar No: 2022/1226
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7703 Esas 2022/1226 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7703 E. , 2022/1226 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29/07/2017 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/01/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
I. DAVA
Davacı vekili 9/9/2013 tarihli dilekçesi ile 519 parsel sayılı 4500 m2 bağ cinsli taşınmaz lehine ...,... sayılı parsellerden geçit hakkı tesisini istemiş 4/7/2014 tarihli keşiften sonra dahili davalılar 34 sayılı ... adına, 13 sayılı ... adına ve 12 sayılı ... adına kayıtlı bağ cinsi ile kayıtlı parsellerden 3 metre genişliğinde geçit tesis edilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Bir kısım davalılar, davacıya komşu diğer parseller lehine önceden kurulmuş geçit hakkı bulunduğunu, az bir masrafla bu geçitler üzerinden karar verilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuşlardır.
2.Dahili davalı ... vekili savunma hakkının kısıtlandığını; ayrıca, geçit istenen yerin üzerindeki sergi yerinin zarar göreceğini kendisine ait taşınmazın alt kısmında halen zeminde 3 metre genişliğinde yol olarak kullanılan kısmın bulunduğunu davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Mahkemece, davanın kabulüne 17/7/2014 tarihli rapor ve ekli krokide belirtilen (D), (D1) ve (D2) ile gösterilen yerlerden 519 parsel lehine, 34, 13 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 3 metre genişliğinde geçit hakkı tesisine dair verilen kararın dahili davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13/6/2017 tarih 2017/2272 Esas, 2017/5017 Karar sayılı ilamıyla, “..temyiz eden davalıya ait eski 1166 yeni 12 parsel sayılı taşınmaz aleyhine eski 1165 yeni 13 parsel sayılı taşınmaz lehine tapuda geçit tesis edildiğinden, geçit hakkının mahkeme kararında belirtilen (D2) güzergahı üzerinde olmayıp (E2) güzergahı üzerinde olduğu anlaşılmakla dahili davalı 12 parsel sayılı taşınmazın kullanım şeklini ve bütünlüğünü bozacak şekilde yeniden 17/7/2014 tarihli rapora ekli krokide gösterilen (D2) harfli yerden geçit kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle 12 parsel sayılı taşınmazın önceden tapuda var olan ve 17/7/2014 tarihli keşif krokisinde (E2) harfli ile belirtilen dahili davalının halen zeminde yol olarak beyan ettiği kısım üzerinden krokide (E) ve (E1) harfleri ile belirtilen güzergah üzerinden yukarıdaki ilkelere uygun olacak şekilde geçit değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2.Mahkemece, bozma ilamına uyularak; davanın kabulüne 17/7/2014 tarihli rapor ve ekli krokide belirtilen (E), (E1) ve (E2) ile gösterilen yerlerden 156 ada 35 (eski 519) parsel lehine, 156 ada 34 (eski 518), 13 (eski 1165) ve 12 (eski 1166) parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 3 metre genişliğinde geçit irtifakı tesisine karar verilmiştir. Bu hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17/10/2019 tarih 2019/186 Esas, 2019/6774 Karar sayılı ilamıyla, “geçit hakkı bedelinin 4/7/2014 tarihinde yapılan keşif ile belirlenmiş olduğu anlaşılmakla, keşif tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar geçen sürede paranın satın alma gücünde azalma meydana geldiğinden fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği, bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak geçit hakkı tesis edilen yerin, karar tarihine en yakın tarih itibariyle rayiç değerinin belirlenmesi ve bu bedelin depo edilmesine karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, yeni 156 ada 35 parsel (eski 519) lehine; komşu taşınmazlar 156 ada 34,13 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine, E harfi ile gösterilen 226,01 m2, E1 harfi ile gösterilen 235,32 m2, E2 harfi ile gösterilen 264,32 m2 genişliğinde ve genel yola ulaşacak uzunlukta olmak üzere, fen bilirkişisileri ...,... tarafından hazırlanan 17/07/2014 tarihli rapora ekli krokide E+E1+E2 harfleri ile gösterilen toplam 725,65 m² olmak üzere geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., davalı ... temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz nedenleri
Davalılar temyiz dilekçelerinde; hükme esas alınan raporun taraflarına tebliğ edilmediğini, biçilen değeri kabul etmediklerini ileri sürmüşlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hükme esas alınan rapor taraflara tebliğ edilmeksizin karar tesisinin hukuki dinlenme hakkını ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.12/1/2011 tarihli 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki dinlenilme hakkı” kenar başlıklı 27 nci maddesi şöyledir:
“(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.”
2.Aynı yasanın “Bilirkişi raporunun verilmesi” kenar başlıklı 280 inci maddesi şöyledir:
“ (1) Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.”
3. Silahların eşitliği ilkesi; davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması, taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması anlamına gelir (Anayasa Mahkemesi, Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).
4.Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir. Bu çerçevede başvuranların bilirkişi raporunun sonucuna itiraz edememesi ya da delillerle ilgili görüş bildirmelerine fırsat verilmemesi çelişmeli yargılama ilkesinin ihlali olarak değerlendirilebilmektedir (AYM Hüseyin Sezen, B. No: 2013/1793, 18/9/2014, § 38).
5.Yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir (AYM Mustafa Kupal, B. No: 2013/7727, 4/2/2016, § 52).
6.Bilirkişi raporundan hükümle birlikte haberdar olunması yargılamanın bütününe bakıldığında tek başına adil yargılanma hakkı yönünden bir ihlal oluşturmayabilir. Bu noktada adil bir yargılamanın gerçekleşmiş olduğu sonucuna varılabilmesi için yargılamanın bütününde taraflara raporu incelemeleri, yorumda ve itirazda bulunabilmeleri için pratik ve etkin imkânların sunulmuş olması/çelişmenin sağlanmış bulunması gerekmektedir. Taraflara hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik yorumda/itirazda bulunma konusunda etkin ve pratik imkânların sağlanmaması, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmaz. (AYM Murat Yasan,B.No:2015/6802, 8/1/2020, §45,47
3. Değerlendirme
1.Mahkemece geçit irtifakına dair keşifte dinlenen bilirkişilerce hazırlanan rapor tebliğ edilmeden, yargılamaya devamla, bu rapor hükme esas alınarak hüküm kurulması hatalıdır. (HMK 280 ) Davalılara, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik yorumda/itirazda bulunma konusunda etkin ve pratik imkânların sağlanmaması silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmaz.
2.Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılması da gerekebilir.
3.Geçit hakkının kurulması istemli bu davada fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği hüküm altına alınacak geçit bedelinin karar tarihine en yakın rayiç bedele göre belirlenmesi gerekmektedir.
4.Yukarıda açıklanan genel ilkeler ışığında somut olaya gelince; geçit bedelinin karar tarihine yakın bir tarihte belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak geçit bedelinin tespiti ile davacıya belirlenen bu bedelin depo ettirilmesinden sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle; davalı ... ile davalı ...’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.