12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/3248 Karar No: 2012/21177
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/3248 Esas 2012/21177 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/3248 E. , 2012/21177 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/12/2011 NUMARASI : 2011/844-2011/915
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kural olarak dava (ve takip) hakkı, o hakkın sahibi olan kimseye aittir. Taraf ehliyeti icra (ve iflas) takibinin önemli bir şartıdır. Taraf ehliyeti olmayanların talebi üzerine başlamış veya devam edilmiş icra takipleri ile takip işlemleri geçersizdir. Bu işlemlerin geçersizliği her zaman (süresiz) şikayet yoluyla ileri sürülebilir. İcra müdürlüğü bu işlemlerin geçersizliğini re"sen gözetir. Medeni Usul Hukukundaki dava ehliyetinde olduğu gibi, icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olması gerekir (Pr. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı sh:145 v.d.). Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 71.maddesinde; “Dava ehliyeti olan herkes davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Bu husus takip hukuku içinde geçerlidir. Anılan hüküm uyarınca hak sahibi davayı (takibi) bizzat açabileceği gibi vekil aracılığıyla da açabilir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35.maddesine göre de, dava açma hakkının yalnız baroya kayıtlı avukata aittir ve HMK.nun 76/1.fıkrasına göre “Avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde noter tarafından onaylanan yada düzenlenen vekaletnamesine uygun örneği dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır”. Somut olayda Sakarya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (ticaret mahkemesi sıfatıyla) verdiği 20.10.2011 tarih ve 2011/26 E. – 738 K.sayılı kararı, ilamlı icra takibine konu edilmiştir. Söz konusu kararın incelenmesinde; davacının “Selahattin Kılıç” olduğu, davada kendisini “” vasıtasıyla temsil ettirdiği görülmektedir. 11.11.2011 tarihli takip talebi ve icra emrinde ise takip alacaklısı olarak “ekili vekili hanesinde de gösterilmiştir. Takip talebine eklenen Kayseri ....Noterliğinin 13.4.2009 tarih, 8409 yevmiye nolu vekaletnamesinin (ilam davacısı ve takip alacaklısı)tarafından verilen bir vekaletname olduğu, bu vekaletnamenin dayanağı olan Kayseri ....Noterliğinin 23.3.2009 tarih ve 6605 nolu vekaletnamenin icra mahkemesine sunulmuş olduğu, anılan belgede ise ilamdaki davacı tarafından verilen kendisini dava ve takiplerden dolayı temsil - tevkilde dahi çok geniş yetki içeren vekaletname olduğu görülmüştür. Bu durumda (ilamdaki davacı) alacaklının noterlik kanalıyla tayin ettiği vekili gerçek kişi şahıs tarafından vekil tayin edile tarafından müvekkili adına başlatılan icra takibinde usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece borçlunun sair itiraz ve şikayetleri incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.