11. Hukuk Dairesi 2019/2222 E. , 2020/430 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/10/2017 tarih ve 2013/843 E-2017/958 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 28/02/2019 tarih ve 2018/664 E- 2019/302 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin eski ortağı olan müvekkilinin, Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/367 esas sayılı dosyasında verilen hükümle ortaklıktan çıkarıldığını, kesinleşen kararla müvekkiline % 22,5 hissesinin parasal karşılığının ödenmesine hükmedildiğini, ancak bu paranın davalıca ödenmemesi üzerine İstanbul 24.İcra müdürlüğünün 2012/20488 sayılı dosyasıyla ilamlı icra başlattıklarını, davalı şirketin takibin iptali için İstanbul 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/1023 esas sayılı dosyasında dava açtığını, mahkemece hükümde para miktarının yazılı olmadığı, bu durumda İİK"nın 32. maddesine göre ilamlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptal edildiğini, ortaklıktan çıkarma davası açıldıktan sonra şirket yetkililerinin şirketin içini boşalttıklarını ve buna halen devam ettiklerini ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketteki %22,5 hissesinin, davalının açtığı “ortaklıktan çıkarma” davasının dava tarihi olan 21.04.2011 tarihindeki değerinin parasal karşılığının tespiti ile alacak miktarının belirlenmesi teknik inceleme ve hesaplamayı gerektirdiğinden, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00-TL"nin ortaklıktan çıkarma davasının karar tarihi olan 09.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiş; 25.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 358.838,79-TL"na çıkarmıştır.
Davalı vekili, şirketin 2006 yılında kurulduğunu, Kadıköy 2.ATM"nin 2011/367 esas sayılı davanın müvekkilince açıldığını, dava sonunda ..."in şirketten çıkarılmasına, kendisine payının parasal değerinin ödenmesine karar verildiğini, ancak hükümde parasal değerin bir miktar şeklinde bildirilmediğini, davacı yanın başlattığı ilamlı icra takibinin İcra Hukuk Mahkemesince iptal edildiğini, kararın karşı yanca temyiz edildiğini, sonucunun bekletici mesele kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca çıkma kararının 20.06.2012 tarihinde kesinleştiğini, davacı yanın o tarihten sonraki şirket işlerinin incelenmesini talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, çıkarma davası açıldıktan ve özellikle çıkarma karşılığı kendi hisesinin parasal karşılığına hükmedilmesinden sonra, şirketin yöneticileri tarafından şirket içinin boşaltıldığını ve şirketin malvarlığının eksiltildiğini ileri sürdüğü, bundan etkilenmemek için o davanın dava tarihi itibariyla talepte bulunmak suretiyle "çıkma davasının açılma tarihindeki hissesinin parasal değeri" ile davasını bilerek sınırlandırdığı, davacının kısmen ıslah talebinde bulunduğu ancak sonradan alacağını "çıkarma kararının kesinleşme tarihine" taşımasının ancak tamamen ıslah ile mümkün olduğu, bu sebeple ortaklıktan çıkarma davası tarihi olan 21.04.2011 tarihi itibariyle davacının hissesine isabet eden meblağ olan 158.705,26-TL üzerinden hüküm kurulması gerektiği, davaya konu alacağın bir mahkeme hükmü ile doğmuş olması ve ticari bir iş niteliğinde olan şirket hissesine yönelik bulunması sebebiyle o hükmün kesinleştiği tarihten itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile 158.705,26 TL"nin çıkma kararının kesinleştiği 20.06.2012"den itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine ise reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi tüm dosya kapsamına göre yaptığı istinaf incelemesi sonucunda; davacının geçerli bir kısmi ıslah ile, çıkarılma kararının kesinleştiği tarih itibariyle talep tutarını artırırken tazminat hesabında esas alınacak tarihi de ıslah etmiş olduğu, şirket ortaklığından çıkarılma kararının şahsın hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle kesinleşmedikçe infaz edilemeyeceği, davacının çıkarılma payının ortaklığının sona erdiğinin kesinleştiği tarih itibariyle hesaplanmasının tabi olduğu, bu durumda davanın asıl alacağın tümü yönünden ıslah doğrultusunda kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacının çıkma payı alacağı çıkma kararının kesinleştiği tarihte muaccel hale geldiğinden, bu tarihten itibaren temerrüt faizi hesaplanmasında bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın ıslah doğrultusunda asıl alacak yönünden kabulü ile 358.838,79-TL alacağın 20.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun"un 2/2.maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temerrüt faizinin başlangıç tarihine ilişkin fazla talebin reddine, davanın asıl alacağın tümü yönünden ıslah doğrultusunda kabulüne karar verilmekle davalı tarafın istinaf sebepleri konusuz kaldığından, davalının istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 18.383,87 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.