13. Hukuk Dairesi 2016/24326 E. , 2019/3101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, T.C Ziraat Bankası ... Şubesinde sözleşmeli avukat olarak görev yaptığını, T.C Ziraat Bankası ... Şubesine ait tarımsal kredilerden kaynaklanan borçların tahsili amacı ile icra takipleri başlattığını ve dosya borçluları hakkında borç ödemeden aciz vesikaları alındığını, ... İcra Müdürlüğünce banka alacağı açısından aciz vesikasına hükmedildiğini, ancak talebine rağmen icra dosyalarında alınan aciz vesikaları neticesinde hükmedilen vekalet ücreti ile sözleşmeden kaynaklanan akdi vekalet ücretlerinin ödenmediğini, sözleşmede “bankaca başlatılan icra takibinin hiçbir tahsilat yapılmadan feragat ya da sulhen sonuçlandırılması ya da icra takiplerinde alacağın hiçbir tahsilat yapılmadan tümüyle aciz belgesine bağlanması hallerinde banka tarafından avukata o yargı çevresinde geçerli avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen ücret ödenir” maddesi yer aldığını, sözleşme maddesinde alacağın aciz vesikasına bağlanması halinde vekalet ücretinin ödeneceğinin belirtildiğini, 19.03.2010 tarihli dilekçe ile davalıdan tahsil talebinde bulunduğunu, talebinin 01.11.2010 tarihli dilekçe ile reddedilerek herhangi bir ödeme yapılmayacağının belirtildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları ile her türlü kanun, sözleşme ve sair mevzuat hükümlerinden kaynaklanacak hakları ve akdi vekalet ücreti hakları saklı kalmak üzere; şimdilik 38.151,79-TL kanuni vekalet ücretinin davalıya başvuru tarihi olan 19.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 38.151,79-TL’nin 19.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, davacının talebinin karşı vekalet ücreti değil sözleşmesel vekalet ücretine yönelik olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek 01.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda akti vekalet ücreti olarak hesaplanan miktar dikkate alınıp davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere, dayanılan delilleri bildirmek ve vakıaları açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir. Yine 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK madde 76, HMK madde 31). Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının talebinin kanuni vekalet ücreti istemine ilişkin olduğu, akti vekalet ücreti için gerekli görülürse ek dava açılabileceği, mahkemenin davacının talebini yorumlama hakkı olmakla birlikte somut olayda talebin yoruma gerek kalmayacak şekilde açık ve net olduğu ve talebin kanuni vekalet ücretine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; kanuni vekalet ücreti yönünden hesaplama ve değerlendirme yapılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.