6. Ceza Dairesi 2013/34637 E. , 2016/2608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelemesinde;
Sanığın aşamalarda istikrarlı biçimde isnat edilen suçlamaları reddetmiş olması ile dosyada mevcut delil durumu dikkate alınarak sanık lehine olarak masumiyet karinesinin öncelikle göz önünde tutulması ve değerlendirilmesinde zaruret bulunduğu anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemesi Hukukunun temel prensiplerinden birisi de şüpheden sanığın yararlanacağı ilkesidir. Her hukuk devletinde kabul edilen ve masumluk karinesi ile sıkı bir ilgisi olan bu ilkeye göre, yapılan ceza muhakemesi sonunda fiilin sanık tarafından işlendiği, yüzde yüz belliliğe ulaşmadığı taktirde beraat kararı verilecektir. Böyle bir ilkenin kabul edilmesinin sebebi, bir suçlunun cezasız kalmasının, bir masumun mahkum olmasına tercih edilmesidir; başka bir ifade ile masumluk karinesidir. Şüpheliye yüklenen suçun sübuta erdiği kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılmalıdır.(Y.C.G.K. 19.04.1993, 6-81/110) Ceza
Muhakemesinde, esas olarak, fiilin fail tarafından işlendiği veya işlenmediği konusunda, hukuk düzenince kabul edilen vasıtalarla, yargılama makamının tam bir kanaate ulaşmasını temin ameliyesine ispat denir. İsbat için inandırmak yetmez, tam bir kanaate ulaşılması gerekir. İspat ameliyesinde, hukuk düzeninin kabul ettiği vasıtalar delillerdir. Buna göre ceza muhakemesinde ispat için kullanmak istenen bir vasıtanın delil olarak nitelenebilmesi için iki temel niteliği bulunmalıdır. Bu vasıta, olayı temsil etmelidir ayrıca olayı temsil eden vasıta; akla, maddi gerçeğe ve hukuka uygun olmalıdır. Olayı temsil etmekten maksat; delil olarak kullanılmak istenilen vasıtanın olayın bir parçası olması ve/veya olayı yansıtmasıdır.Ceza yargılamasının amacı hiçbir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu araştırmada, yani gerçeğe ulaşmada, mantık yolunun izlenmesi gerekir. Gerçek; akla uygun ve realist, olayın bütünü veya bir parçasını temsil eden kanıtlardan veya kanıtların bir bütün olarak değerlendirilmesinden ortaya çıkarılmalıdır. Yoksa bir takım varsayımlara dayanılarak sonuca ulaşılması ceza yargılamasının amacına kesinlikle aykırıdır. Ceza yargılamasında kuşkunun bulunduğu yerde mahkumiyet kararından söz edilemez.
Tüm bu anlatılanlar ışığında;
Sanık ..."ın olay günü ve saatinde diğer sanık ..."ü aradığının HTS kayıtlarına göre tespit edilemediği, mağdur ... ile sanık ... arasında imar mevzuatına ilişkin olarak şikayete konu olan bir yapı meselesinin bulunduğu, mağdurun aşamalardaki beyanlarında, her ne kadar ""ciddiye almadım"" diyerek cevap vermeye çalıştığı görüldüyse de, her ay sürekli olarak sanık ..."in dükkanına gelip mağduru doğrudan ya da dolaylı olarak tehdit etmesi durumuna mağdurun kayıtsız kalarak adli makamlara suç duyurusunda bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında iddia olunan yağma suçundan beraat kararı yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.