Hırsızlık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/12110 Esas 2020/1916 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet


Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
1)Sanığın soruşturma aşamasındaki savunmalarında, kamyonu 10/04/2011 tarihinde ...’e sattığını, sözleşme yaptığını ancak nerede olduğunu bilmediğini beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ise yine aracımı satın alan kişi olan ...’in hırsızlık yapmış olabileceğini söylediği anlaşılmakla ... isimli şahıs tespit edilip araştırılmadan ve tanık sıfatıyla duruşmaya davet edilip dinlenmeden,
2)Suçta kullanıldığı tespit edilen... plaka numaralı aracı ve üzerine takılı... numaralı sahte plakayı fiilen kullanan kişinin tespiti için suç tarihinden önce araç ve plaka ile ilgili yapılan trafik işlemlerinin ve trafik ceza kayıtlarının Trafik Şube Müdürlüğü’nden istenmeden, suça konu aracın ve sahte plakanın suç tarihinde ve öncesinde kullanan şahsın ve aracın bu tarihlerde bulunduğu yerlerin tespiti bakımından Plaka Kayıt Sistemi verileri ve aracın akaryakıt alımı yaptığı istasyonlar ve buna ilişkin bilgiler araştırılmadan eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre;
1)TPAO güvenlik görevlilerinin devriye görevi esnasında 01.00 sıralarında boru hattının orada bir kamyon fark ettiklerini beyan ettikleri ve olay tutanağında ihbarın 01.45 sıralarında geldiğinin belirtilmesi karşısında sanık hakkında TCK’nun 143.maddesi hükümlerinin tartışılmaması,
2)Anayasa Mahkemesinin hükümlerden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 11/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.