Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/794 Esas 2018/8095 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/794
Karar No: 2018/8095
Karar Tarihi: 17.10.2018

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/794 Esas 2018/8095 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/794 E.  ,  2018/8095 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 01.04.2014 tarih 2013/9-452 Esas, 2014/153 Karar sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 5237 sayılı TCK"nin 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır. Aksi halde yani kişinin beyanı yeterli olmayıp, bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılması zorunluysa ve bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlenirse; kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve kişinin beyanını içeren belge, ispat aracı olarak kullanılamayacağından, sözü edilen maddedeki suç oluşmayacaktır. Bununla birlikte suçun oluşması için sanığın beyanda bulunması yeterli olmayıp sanığın beyanı üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir.
    1) Somut olayda; sanık ...’ın muhtar olan diğer sanık ...’a kardeşi ...’ın 07.08.1967 tarihinde öldüğü yönünde beyanda bulunduğuna ilişkin herhangi bir belge düzenlenmediği; dosyada mevcut 17.03.2008 tarihli MERNİS ölüm formunda bildirimde bulunan kişi olarak sanık ...’ın isminin yer aldığı; ayrıca 5490 sayılı Nüfus Kanunu’nun 33.maddesindeki, “Herhangi bir belge ibraz edilmemesi durumunda ölüm beyanının doğruluğu nüfus müdürlüklerince tahkik ettirildikten sonra düzenlenecek ölüm tutanağı, mülki idari amirinin emri ile işleme konulur” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşıldığından; görevlilerin bu durumu araştırma yükümlülüklerinin bulunması nedeniyle, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yasal unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
    2) Kabule göre;
    a) Gerekçeli Karar başlığında suç tarihinin MERNİS Ölüm Formu"nun düzenlenme tarihi olan "17/03/2008" yerine, "2008" olarak eksik yazılması,
    b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uygulamasında, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan alt soy dışındaki diğer haklardan, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.