Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9835
Karar No: 2018/9166
Karar Tarihi: 18.12.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9835 Esas 2018/9166 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen suya elatmanın önlenmesi davasında verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendi ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2011 yılında yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirilerek, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği belirtilmiştir. Kanun değişikliği uyarınca, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamamaktadır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Mahkeme kararında, davalıya gerekçeli karar tebligatının doğrudan 21/2. maddesine göre yapıldığı, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresinin ilk seferde kullanılamayacağının anlaşılmaması sebebiyle usulsüz tebliğ yapılmış olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebligatının da doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca usulsüz olarak tebliğ edildiği ifade edilmiştir. Kararda, kanunun farklı maddelerinin farklı şekillerde yorumlanmasının muhatabın savunma hakkını kısıtlayabile
14. Hukuk Dairesi         2016/9835 E.  ,  2018/9166 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki suya elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... ve davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    I) 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
    a) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
    b) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
    Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
    II) Tebligat Kanununun 35. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, gerçek kişilerle ilgili olarak, muhatabın kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmasından sonra, eğer bu kişi adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu; adresini değiştiren kişinin yeni adres bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince,
    1)Davalı ...’e yapılan gerekçeli karar tebligatının 7201 sayılı Tebligat Kanununa aykırı olarak doğrudan 21/2. maddesine göre yapıldığı anlaşılmıştır. Gerekçeli karar tebligat evrakının, muhatabın bilinen en son adresine çıkarılması, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılacağı hükmü gözardı edilerek ilk seferde bu davalının adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre işlem yapılması usulüne uygun değildir
    2)Gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebligatı davacılar vekiline, bağlı olduğu ... Başkanlığından daha önce tebligat yapılan adres kayıt sistemindeki adresini değiştirip yeni bir adres bildirip bildirmediği sorulmadan doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilmiştir
    Bu durumda mahkemece, yukarıdaki ilkerele uygun olarak davacılar vekiline gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin; davalı ..."e ise gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 18.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi